Sus, lütfen sus, sessiz olmalıyız;
Sisler içerde sis atlarına,
Seyislik eden sis adamı,
Dağılınca sis vedalaştı,
Çekildi dağına yapayanlız.
Sen ve ben şimdi baş başayız...
Berrak, güneşli bir ikindi,
Birikinti azdımızda mazi.
İstikbal diken gündelikçi terzi,
Bugün bizim evde mesaide,
Dalgın mesaya kadar hem de...
Sek sek oynuyor bahçede sükut...
Eski arkadaşı ıssızlıkla.
"Teşekkürler..." diye mırıldandım.
"Önemli değil prenses." Kaşlarımı çattığım sırada yan masasa Burak ve Mert'in kahkahalarla güldüklerini duydum. Onur'un yüzü de sırıtmak üzere gibiydi.