Distopya diyebileceğimiz romanın en güzel taraflarından ve mesleğim gereği bir rehber öğretmen olarak en çok hoşuma giden yönlerinden biri küçücük bir kızın herkesi dinleyerek açtığı kapılar...
Momo işte böyle usta bir dinleyiciydi. Momo herkesi, herşeyi dinlerdi. Böcekleri, otları,yağmuru hatta ağaçlar arasında dolaşan rüzgarı bile. Her biri ona kendi dilinde bir şeyler anlatırdı.
Momo nun rahatsız olduğu diğer bir hususta çocukların yeni nesil hiç emek vermeye gerek olmadan önlerine hazır ve mükemmel olan oyuncaklar sayesinde yaratıcılıktan ve hayal kurmaktan ne kadar uzaklaştıklarıdır.
Birkaç tahta parçası, kutular, yırtık bir masa örtüsü ve belki bir avuç taşa birazcık da hayal karıştı mı ah ne oyunlar oynanırdı.