...
Senindir ey sonsuz veren ne varsa hayat gibi tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir
Ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir.
Yüzünüzün bir adı var, adında bir yazgısı. Yolun sonu herkes için aynı, düzen seyreliyor, düzensizliğe dönüşüyor. Kendi düzenleri ile yola çıkan enzimler, sonunda kendilerini kabul edecek hiç kimseyi bulamıyorlar.
"Senin çirkinlik dediğin şey, senin hiçbir zaman ulaşmaya çabalamadığın şey değil midir? Senin hiçbir zaman girmek istemediğin yürek değil midir?
Eğer çirkinlik varsa, gerçekte, gözlerimizi kapatan kabuklardan ve kulaklarımızı tıkayan balmumundan başka bir şey olamaz.
Bir ruhun kendi hatıraları karşısında duyduğu korkudan başka hiçbir şeye, dostum, çirkin deme!"
Yoksa şöyle derdim: Sen bir budalasın! Ama onu tanıdım, her halimi ona sergileyebildiğim için karşısında kendimi olduğumdan daha önemli hissettiğim o büyük insanı, o yüreği hissettim.