Daha önce okumuş olduğum bu kitaptan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününe özel bir alıntı paylaşmak istedim.
Kadını cinsel obje olarak gören erkek egemen toplum, sıra kadın söylemine gelip konferanslar vermeye gelince en büyük kadın hakları savunucusu kesilmektedir. Bu manidar bir durumdur.
8 Mart gününü önemli bulurum ama bana günümüzdeki kullanışı biraz saçma geliyor. Hem bu özel gün artık esas manasından çok uzaklaştırıldı hem de yılda sadece bir gün kadının önemini anlamaya çalışmak, aslında düşündüğümüz zaman ne kadar anlamsız ve havada bir şey. Göstermelik,yapay,iki yüzlü...
Kadın dişi olarak değil de kişi olarak görülmediği sürece insanoğlu kemale eremeyecektir. Çünkü dünyaya doğurması ile anaçlığı ile keskin zekası ve güzelliği ile erkekten fazla katkı sunan kadın en doğal hakkını, insan gibi yaşama hakkını istemektedir.
Yetişkinlerin beni dinlemesini istiyorum. Çocuk yetiştiremeyen yetişkinlerin çocuk yapmasını istemiyorum. Hayat bir bok çukuru. Beş para etmez.
Ne mi hatırlayacağım? Şiddet, aşağılama, dayak... Zincirle, demirle, kemerle dövülme...