Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feyza

".. Boşlukla konuşmak. Anlamsıza anlam katmak demekti; dünya her zaman göz göze bakıp boş konuşmalar yapan insanlarla doluydu."
Sayfa 201 - Nemesis kitapKitabı okudu
Reklam
"Normal insanlar, aynı şekilde normaldirler. Deliler ise farklı farklı delidirler."
Sayfa 150 - Nemesis kitapKitabı okudu
"O zaman olduğum yaşta, insanoğlu düşlediği herşeyi bir gün başaracağına inanıyordu işte. İnsanoğlu gerçekten de çocukluğunda istediği şeyi bir gün başarabilir ama o gün hiçbir zaman gelmiyor. Düşlenilen şeyin imkânsız olduğundan ya da olasılıkların yanlış hesaplandığından değil; o şeyin istendiği gün ile gerçekleşeceği gün arasında çok farklı günler olacağından. Hem hayatı hem de isteyen varlığı değiştiren günler.."
Sayfa 69 - Nemesis kitapKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" 'Affedilecek birşey yok' dedim ona. 'Yaptığın hiçbir kötülük yok. İyi birşey yapma imkânını kaçırdın o kadar. Hepimiz hayatımızda bazen çok iyi şeyler yapma imkânını kaçırıyoruz. Kaçırdığımız imkânlardan hangilerinin kötülüğe bir insanı yutma iznini vereceğini bilemeyiz.' "
Sayfa 28 - Nemesis kitapKitabı okudu
"İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, ka­buğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor."
Sayfa 198 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
"Yapayanlış örülmüş bir hırka giymişim yıllardır, onunla ısınmaya çalışmışım gibi hissediyorum kendimi. Babam anlattıklarıyla o hırkanın bütün ilmeklerini söktü. Eline yumağı do­layıp yavaş yavaş söktü üstümdeki hırkayı, çırılçıplak kaldım."
Sayfa 166 - Doğan KitapKitabı okudu
"Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor."
Sayfa 123 - Doğan KitapKitabı okudu
"Her insan kendine özgü bir "esma" bileşenine sahip, başlı ba­şına bir alem. Optimal gelişme potansiyelini (ism-i azamı), fıtri/ya­radılış yapısı itibarıyla derûnunda taşır. Hz. Mevlana bu potansiye­li, bir kayanın içerisinde gizli kalmış "yakut"a benzetir. Kimimizin içinde yakut, kimimizde zümrüt, kimimizdeyse gök mavisi rengin­ de inci vardır. İnsanoğlu, içindeki bu gizli potansiyel açısından bir hazinenin üstünde oturmaktadır. İşte tasavvuftan feyzalan benöte­si psikolojisi de kişinin kendisini daha iyi tanımasını sağlayarak bu potansiyelin tezahür etmesini ümit eder. Bu manada kişilik yapısı­nın belirlenmesinde, Enneagram kişilik şeması fayda verebilir."
Sayfa 307 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Bu dünyayı intihar yolu ile terk etmek, insanın ontolojik yükselme imkânını kullanmayıp kendi kendine borçlu gitmesi, alt katların ışığını söndürüp orada hapis kalması demektir. Psikoterapi bahsinde değineceğimiz gibi, hayatına son vermek iste­yen insana yapılabilecek en tesirli psikoterapi, ona üst katların varlığını hatırlatmaktır. Ümitsizlik, çıkış kapısı olmayan bir kata hapsolma kaygısından kaynaklanır. Çoğu insan aslında o katın alt kişiliğini, rolünü, persona'sını "uyutmak" için bu yola başvurur. Gerçekte öldürmek istediği kişi; nefret ettiği halde, alterna­tifi olmadığına inandığı, bulunduğu katın 'oyuncusu'dur!"
Sayfa 255 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Nefs binasının bodrum katlarında, ezelde insa­na emanet edilmiş olan ilahi isimler basınç halinde, güncelleşme­yi ve dışa yansıtılmayı beklerler."
Sayfa 252 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Esasen insanın kendi öz hakikatine doğru yaptığı yolculuk sırasında kurduğu ilişkiler çok önemlidir. Kimlerle beraber oldu­ğumuz ve kimleri kendimize muhatap seçtiğimiz, yükselmemizi belirleyen en önemli unsurlardır. Ya alt katların karanlığında "donup kalacağız" ya da hakiki muhabbetin nuru ile buzları eritip bir üst kata çıkacağız."
Sayfa 242 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Psikoterapi esasen çok latif bir sanattır. "Psikoterapi" tabiriy­le hafif mekanik bir yaklaşımı çağrıştıran bu ince sanatın gayesi, acı çeken insana sadece alt katların sakini olmadığını hatırlat­mak, Tin Suresi'nde "ahsen-i takvim" olarak tanımlanan yüceli­ğini, bir ayna gibi ona aksettirmektir. Psikoterapi her şeyden önce insan karşısında bir "duruş", asil bir varoluş tarzıdır. Sadece bu "duruş" bile bir şeyleri değiştirebilir."
Sayfa 241 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Nefsin alt katlarında yaşanan sıkın­tının, Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız ismi olduğu halde, bazı isimlere takılıp onları tekrarlamaktan kaynaklandığını ve her an yeniden yaradılışı müşahede etmenin, doğal bir rahatla­maya neden olduğunu tasavvur edebiliriz."
Sayfa 237 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Nefs binasının alt katlarında, yansıtma mekanizması yo­ğun bir şekilde devreye girdiği için, temas ettiğimiz kişinin aslı­nı değil, onda kendi bodrum kat hayallerimizi görürüz! Oysa kü­çük bir bebeğe bakarken elimizde olmadan gülümser, içimizde farklı bir coşku hisseder, "agu agu" diyerek onun lisanıyla ko­nuşmaya çalışırız. Henüz bozulmamış, saf bir ayna olan bebek, bi­ze kendinden bir şey katmadan aslımızı yani "Can"ımızı yansıtır."
Sayfa 225 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
"Zira yaşa­nan her ilişki, görüşme, yakınlaşma, muhabbet ve dünyevi aşkın temelinde yatan bilinçdışı motivasyon, aslında içinde yaşadığı kattan sıkılan insanın, "Kurtar beni bu hapisten" çağrısıdır. llişki­lere hep bu ümitle başlarız. Önce rasyonel, yüzeysel nesnelere te­mas eder, giderek duygusal boyuta geçip asıl amacımızı dolaylı yoldan dile getiririz."
Sayfa 222 - Kaknüs YayınlarıKitabı okudu
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.