Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Peri ctn
Peri ctn
@Perixan
147 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Sizi rahatsız etmeye geldim...!
ALİ ŞERİATİ
İNSANIN DÖRT ZİNDANI
konferanslardan derlenip toplanıp kitap haline basılan ince 93 sayfalık bir kitap. Evet sayfaları çok az ama Hacmi, yoğunluğu, derin düşüncelere sevk etmesi çok olağan üstü, içindeki yoğun, açıklamaları insanı o kadar etkiliyor ki o kadar, sevdim bir o kadar, beğendim. Anlam olarak insana dair sayısız konulara değinmiş.
Dava adamı Şeriati den bahsediyoruz, her kitabı oldukça güzel her eseri ders niteliğinde Dört Zindan! ha keza öyle dört zindanı neyden mi bahsediyor? Tabiiat Tarih Toplum ve sonucu Zindan, Kendi benliği, insanın kendi benliğine ulaşması kendi benliğiyle savaşını anlatıyor yanı sıra İran toplumunun en iyi yazarı olmasının yanın da Farsçayı bilmesi Batıya hakim, olması verdiği bilgiler, her konun hassasiyetle ale alışı, tez halinde sonulmuş. Fefkalade bir konferans olarak tarihe kaydedilmiş.
Ali şeriati'nin sosyolog kimliğini görebiliyoruz burada. Son derece akıcı ve dolu, dolu bir kitap Şeriati seven sevmeyen her okurun okuması gereken bir eser. Tespit ve yöntem biçimi sohbet tadında anlatı ile daha da güzel olduğunu okuyunca o tat dimağa kadar olaşıyor.
Daha önce, Ali Şeriati okumamış iseniz, insanın dört zindanı başlamak için güzel bir başlangıç olacaktır.
kitapla kalın.
Turna kuşu ve çömlek
Eser çocuk kitabı olması münasebetiyle, ilk okul öğrencileri vesilesi ile okumuş bulundum, iyi ki okumuşum.
Çok güzel sade bir hikaye, nitekim hüzünlü. Asla bir yaşa veyahut zamana ait değil her yaş gurubuna hitab eden bir kitap. Uslubu akıcı, anlaşılır, eğitici. Aile sahibi olmanın farkındalık getirdiğini, dürüstlüğün kazanılabileceğini okumaktayız.
Azmin başarıya olaştırdığını, öte yandan yorulmadan hiç bir başarıya sahip olunamayacağını, gözler önüne sermekte
Çömlekçi nasıl olunurun hüzünlü öyküsü.
Asya kültürü ve değeri anlatılmakta,
Güzel bir eser, aynı zaman da ödüllü.
Kitapla kalın...
Olmamış eksik ve ya fazla...
Nerden başlasam elimde kalacak bir kitap.
Her kitap okunmamalı.
Tıpkı her yazarın sevilmeyeceği gibi ;
Helede popüler kültür merkeli ise önerenler, kaçınılmalı.
Zaman çok kıymetli ve az yetmiyor,
bu değerli vakti kime? Neye? Harcayacağımız bize bırakılmış bir lutuf!
Kitaba gelecek olursam;yazık ki zaman kaybı benim için. Ziyadesiyle karmaşık oturtulamamış bir pazıl var, ve okurun pazılın eksik olan, parçalarını yerleştirlmesi beklenmekte.
Lakin çok fazla eksik, ve kayıp parça var.
Yazar kitabı sadece, aydın okumuş entelektüel olan kesime yazması, bu halkaya
dahil olmayan okuru, suğutmakta dahi itmektedir.
Kitap Türk edebiyatının önde gelen yazarlarının! Analizi gibi olmuş. İngiliz Ruz yazarları da geçmemiş tabi.
Çok fazla yabancı, kelime yazar, portre, vs. İsim karmaşasına yer vermiş.
Daha yalın kurgusal metinlerle anlaşılır bir uslupla yazılar bilecekken, ziyadesiyle içiçe geçmiş tekrara düşmüş, üstüne felsefe de gelince uturtulamamış bir eser çıkmış ortaya.
Sonuna kadar gitim. Lakin sonuç aynı.
Okumak ve ya okumamak siz sevgili okurlar kalmış...
Okur Takip Önerileri
Özet
"Doğunun Limanları"
Doğudaki her Liman, Batı, için bir hazine hükmünde olduğu aşıkarane yazan,
Maalouf, bize Tarihi, Sosyolojik, olayların içiçe geçtiği, Birinci Dünya savaşıysa başlayıp,
ikinci Dünya savaşının bitmesi ile devam eden, Devrim mücadesinin bitmeyen, mükemel olay akış tekniği ile yazılmış bir kitap sunmakta.
İsrail ve Filistin savaşına değinmekte,
Uzun zamandır keyif alarak okudumuğ, güzel bir eser.
Beni etkileyen bir bölüm paylaşarak, sizinde ukumanızı tafsiye edeceğim bir Roman.
Ölümü son çıkış olarak düşüneceksin.
Bil ki kimse seni bundan alıkoyamaz.
Hayat seni istediği kadar ürkütsün, canını yaksın, en yakınların çirkin maskeler taksınlar... Hayat bu de kendi kendine, ikinci kez çağırmayacağım bir oyun, bir zevkler ve acılar oyunu, bir inançlar ve aldatmalar oyunu, bir maskeler oyunu, bir aktör ve bir gözlemci olarak sonuna kadar oyna, gözlemcilik daha iyidir, ne zaman istersen bırakabilirsin. Beni sorsan, "İmdat çıkışı" sayesinde hayattayım.
Çünkü emrimde, ve onu kullanamayacağımı biliyorum. Ama ahiretin anahtarı bende olmasa kendimi kaptan hissederdim,
derhal kaçmak isterdim! "
Kitapla kalın..!
Ciddi bir zaman kaybı oldu benim için.
Kitap sürekli tekrar edilmiş okura bir bunalım yaşatan türde, bir kara mizah.
1947 yılı için belki güzeldir ama hiç bir tat alamadım. Orhan Kemal ile ilk tanışmam kötü geçti. Daha düzel bir eseri muhakak vardır. Tafsiye edilği üzre, Murtaza ile başladım, lakin yanlış yaptım. Lise düzeyinde bir uslubu olduğundan mıdır acaba? Ve ya daha költ eserler okuduğum için Murtaza basit geldi.
Günümüzde hala devam eden yığınla haksızlıkların benzeri var öykü olarak düşünülmüş sonra yazar ekleme yaparak Romana dönüştürmüş, kısa bir öykü olarak bırakılsa gözel olurdu ama düzenleme, ve çoğatma çabası hikayeyi, sıkıcı bir biçime büründürmüş.
Hasılı kitap severlere demem o ki, daha güzel eserler var zaman kıymatli boşa harcamayın.
Doğu ile batı arasında gitgel yapan bir kitap. Dili hafif okuyucuları zorlamadan bir solukta okunan bir eser düşünceye, ve felsefeye dair notlar ve bölümler mevcut. Yazar
İngiltere'nin eğitim sistemini Cambridge Üniversitesi'ne yolculuk yapmamızı sağlıyor. Newton yasasına belli başlı felsefik ve matematik dehalarıyla birleştirilmiş, pekiştirilmiş bir kitap okunabilir ama havada kalan cümleler bazı yerlerde kopmalar var, yanısıra okunabilir ualın bir dil kolanmış yazar.
"Kaplumbağalar" Ezilen halk ezen Cahil yöneticiler...
Eskiden kölelere yayık yaydıran barbar dağ Avrupalıları sağa sola bakıp
ayranı dökmesinler diye onların gözlerini kör ederlermiş. Şimdi kendi çocuk-
larına yabancı dilli kolej, yüksek okul, hatta Avrupa, Amerika bulan yöneticiler,
köydeki bebelerin ilkokuldan sonra gidecekleri okulları hesap dışı etmişler.
ilkokul uyutuyor, ortaokul
Şairlerin de dediği gibi Erdem'in bulaşıcı bir hali vardı.
İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ
"Dickens'ın en büyük tarihi romanı,"yazarın kendisinin ise" yazdığım en iyi hikaye "
diye tanımladıkları yapıt,
İki şehrin hikayesi zalimliği, yoksulluğu ve aşkı çağının nabzını da tutarak olanca ihtişamı ile anlatan nitelikleri ile hem klasik edebiyatın zirvelerinde hem de tarihin en güçlü hikayelerinden biridir.
*Fransız devrimin terör döneminde ,
Paris'in Öfkeli, kana bulanmış sokaklarında, giyotinin gölgesinde yaşamak zorunda kalan bir grup insanın hayatına odaklanır.
1775 senesinin, romanın yazıldığı tarih olan 1859 ile karşılaştırıyor.
XIX yüzyılda Sanayi Devrimi ile teknolojik ve bilimsel yönden büyük ilerleme kaydeden, İngiltere, aynı zamanda hala ruhların, medyumların ve ruhani güçlerin etkisindeydi.
*Her insanın bir diğeri için Engin bir Muamma oluşu üzerine kafa yorulması gereken şaşırtıcı bir gerçektir.
Dehşet veren gerçekliklerle dulu bir eser okunmalı.!!
**
** "Uğruna hayatımı verdiğim yaşamların,
bir daha asla göremeyeceğim. "
Yalanın mutlaka bir sonu vardır.
Bilinç gerektiren bir eser Zübük
Çok ciddi manada hassas noktalara değinmekte, Yönetimi, Devleti, ve tabi insanların durmak bilmeyen hatalarını ele almış. En çok beni etkileyen tarafı da, bu olaylar yaşanmış olması ve gerçekte Zübüklerin var olması hata hiç bitmemiş, ve tükenmeyen zübüklükler... Aziz Nesin çok severek okudum buda olmaz dedirtiyor her bölümü, akıcı bir dil ve halk uslubu ile yazılmış,
sürekli empati kurdurtuyor okurlarına.
Ve aslın da hepimiz birer zübüğüz! Zübükleri biz ortaya çıkarıyoruz. Okumanızı önereceğim güzel bir eser..!
Oldukça karmaşık bir uslup
Okunmadığı, taktirde bir şey keybetmeyeceğiniz bir kitap,
zaman kaybı oldu, benim için.
Dili oldukça sıradan bana çok basit geldi fazla abartıldığını düşünüyorum sarmadı.
Yazarın diyer eserlerin dede aynı yazım dili mevcut benim okuyacağım bir uslup değil.
Yıllara meydan okuyan öyküler...
Sabahatin Aliy'nin özgür kalemin den,
Eleştiriyel bir üslupla, Kaleme aldığı öyküleri dönemin toplumda ki, yöneticileri ve ileri gelenleri tarafından, acımasızca yargılandığını okuyor ve dahi görüyoruz.
Olayları ciddi bir zeka ürünü olarak okuyucuya sunmaktadır.
Sabahattin Ali'nin okunması gereken kıymetli eserleri ne yazık ki, yasaklandığı o dönemler de uygulanan haksızlıkları ciddi bir özveri ile yazıyor,onca baskıya kavgaya rağmen vaz geçmiyor. Taki, suikast girişimi ile katl edilene kadar, yazıyor
Çok hazin bir son ile bizden koparılıyor!
Hiç bir canlının hak etmediği bir son...
Gidersem istikbalimi kaybedecektim,
fakat durursam aklımı...
Yalnız kaldığım günlerde benim yegani dostum olan aklımı...
Her şeyden fazla sevip beğendiğim akılcağızım!
Eğitim :
Büyümüş insanlarla kendi çocukları arasında belki bin, belki ikibin yıllık bir zaman vardır Sanki.
Onun için biz büyümüşler, kendi çocukluğumuzu unuturuz.
"Şimdiki Çocuklar Harika "
Romanının kesinlikle biz yetişkinler için, Özellikle de eğitimcilerimiz başta olmak üzere okunması gereken bir kitap ilkokul çağındaki çocukların gözüyle yetişkinlere eleştiren atıfta bulunan
Aziz Nesin'in muazzam bir hayal gücünün ürünü diyebiliriz.
Aynı zamanda düne, bugüne, yarına, yeni nesil yetiştiren, en çok çocuklarımızın gördüğü bir arada durduğu, "öğretmenler"
ve ebeveynlerimizi! Görev bilinci için,
ne kadar muazzam bir surumluluk, taşıdıklarını hatırlatılmakta.
Biz okurlara burada göstermekte.
Temiz bir gelecek için güzel yetiştirilmiş yeni bir nesil şart...
Zaman israfı bir 60 sayfa
Zaman kaybı olarak niteliyorum: okuyunca size bir şey katmayacağı gibi bir saatiniz heba oluyor. Okuyupta bir noktaya varamadığım her sözcüğü havada kalan bir kitap. Yazarın ilk defa okuduğum tek ve son kitabı, kalemi hiç kulanamamış... Sevmedim okumaktan has almadığım nadir kitaplar listesinden yer alacak:
Siz değerli kitap severlere de tafsiye etmiyorum.
Zihin bulanıklığı fazladan gurur...
Hayallerimi sokulan, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek, anlamsız rastlantıların, Sefil ayrıntıların baskısına uğramaksınız, bir başıma, ne bir park kanepesinde oturabiliyor, ne de bir tarafa gidebiliyordum.
Norveçli büyük Romancı
Knut Hamsun 'un İç parçalıyıcı zihin uyunun dan kaçmak kolay değil; zorlayıcı bir açlık, üstüne namaslu pek ziyade İnce gururlu, az tanınan bir adamın mücadelesi.
Ölümüne direnen dürüst bir açlık sonrası olaylar ve kayıtsız çağın insanları.
Anlatacak çok şey var ama yazmak değil okumak daha güzel.
Benlik arayışının yanı sıra duygu yoğunluğunun anlatıldığı, içedönük kişiliğinin, yazma arzusunu verdiği heyecanla, bu heyecanı diri tutma adına türlü türlü yollara başvurduğunu görmekteyiz.
Aynı zaman da çizim yapan dil öğrenen kendini geliştirmek adına sürekli bir çaba hali içerisindedir yazar.
Sürgün de yaşayamadığı, yarım kalmış duyguları, ruhunda ciddi yaralar açmaktadır.
Cibran'ın hayatı gibi, ruhuda sürgündeydi.
O bir Meczuptu. Asıl karşılığı bambaşka olan bir delilik hali mevcuttu. Kendi coğrafyasında aşık!
Sürgün olduğu topraklarda ise bir "Deli."
Aşkın kalem dökülmüş halini okuyacaksınız. Derin bir ruh hali ile okunmalı. Üzerine düşünülmeli! Elinizdeki kitabın içi bilinmeyen sırlarla dolu!
"Gözlerinizi kapayın ve bakın etrafınıza, beni göreceksiniz, ben yanınızdayım."
Okudukça çoğalır sözcükler.
Sayfa sayısı az olmasına karşın çok etkileyici bir roman olmuş.
Zweıg! Genelde ruhun derinliklerine inmeyi, ve orada olan çatışmaları okuyucusuna aktarmayı muazam bir dil ile başarmakta.
"Mecburiyet'tede bu uslup kolanılmış.
Savaşın yıkıcılığı, insani değerleri, ölümle mücadele eden askerleri ve aile lerinin gözünden yaşananları ele almış.
Özgürlüğün ne olduğunu, özgürlüğü uğrunda nelerden vazgeçilmesi gerektiğini görmemiz için şartların zorluğu anlatılmaktadır.
Yazarın şu cümleriri:
" İrade, dişlerinin arasına alınmalı."
" İnsanlığın ötesinde bir anavatanım yok."
oldukça etkileyici değilmi? İçeriği özetlemiş adeta.
Elhamdülillah okumak nasip oldu.
Her bölümü bir ders niteliğinde olmuş.
Derya gibi bir ilim her koldan ayrı bir haz ayrı bir lezet var. Bilgeliğin timsali İMAM GAZALİ'NİN! Delaletten çıkış yolunu muazam bir uslupla yazılmış okuyucusunun damarlarına kadar inmiş her bir cümlesi...
Uzlet, halvet, riyazet, mücahede,
yoluna girmeye sefk eden konforun hastalığından kurtulmak istemesiyle ortaya çıkar. On yıl süren araştırma ve okumalardan sonra, bir uyanışı ile bizlere anlatılmak istediği, iman yolunun esasları Allah aşığı olamanın Peygamber efendimizin yolunun izlenmesi olduğunu. Bilgi kaynağının kıtabımız Kur'anı kerim olduğunu göstermektedir. Gerek hadis, gerek ayetler olsun bütün deliller ortada.
İnanmak veye inanmamak artık iradenize bırakılmış..!
"söylesene, sizlerden biri bunu istermiydi acaba,
Bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayatı Sadece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına, yaşarken Hayır bunu (evliliği) kesinlikle bir yaşam amacı olarak Hayal edemiyorum. "
Aşk ve evlilik aynı şey değil zaten
Geleneklere göre şekillenmiş yaşamın dışında kalmak isteyen bir kadın; Okumanın getirdiği özgürlük, konum, statü ve sınıf farklılıklarını etkiliyici bir dille ele almıştır...
"İnzivaya çekilmiş ve uyuşmuşsunuz siz,"
" Yalnızca yaşamdan, kişisel ve toplumsal haklardan vazgeçmekle kalmamış, insanlık ve yurttaşlık görevinize, dostlarınıza da yüz çevirmişsiniz;
Düşleriniz, arzularınız çift ve tek, kırmızı, siyahları, ortadaki on iki rakamından öteye gitmiyor artık!
Bir düşün sonucu
Hata yaptığında servetini, hatta canını kaybedebilecek olmayan insanların fikrine güvenilmez. Çünkü malı, canı, Sevdikleri tehlikede olmayan biri doğru düşünemez. Bilgi tehlike ile ölçülür.
Sayfa. 135
