Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tamer Sağcan

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Inazo Nitobe'nin Buşido hakkındaki bu çalışması bir savaş sanatını anlatıyor gözükse de, aslında modern Japonya'nın felsefi ve ahlaki temeli olarak adlandırılan bir çerçevenin içinde yer alıyor. Samurayların sadece savaş değil aynı zamanda yaşama esaslarını oluşturan Buşido kavram kavram açıklanıyor. Burada aynı zamanda bir karşılaştırma yapılırken ağırlıkla Hıristiyan Avrupa ve şövalyelik esasları üzerinden yürümeyi tercih etmiş Nitobe. Velâkin neredeyse yaptığı her karşılaştırmada Avrupa Hıristiyanlığının kavramlarını yetersiz, abartılı buluyor ve Avrupa'nın Japonları ve felsefelerini ya yanlış anladığını ya da anlamadığını ima ediyor. Kitapta üç yerde İslamiyet, Muhammed ve Türkler geçiyor ki, yazar bu üç yerde de sayılan kavramlara dayanarak Buşidoyu anlamlandırmaya ve bu felsefeye bir cümlelik dayanaklar oluşturmaya çalışıyor. Elbette bir bölümde Hz. Muhammed'in bir hadisinde dile getirdiği şeyin bir Japon duygusu olduğu önermesi ilginçti. Zira Buşido yine yazarın kendi anlatımıyla 12. Yüzyılda ortaya çıkıyor. Bu kitabı aslında benzeri bir makale hazırlamak için okudum. Ancak küçüklükten beri ilgilendiğim Japon kültürü ve ahlakının temelleri hakkında pek çok veriye de kavuşmuş oldum. Hıristiyanlığın ilkelerini benimsemiş bir Japon olarak başladığı eserini, sıkı bir Japon milliyetçisi olarak tamamlayan yazar, teorik ve teknik bilgilerin dışında Japon toplumunu anlamamız için muazzam bir kaynak oluşturmuş. Tavsiye edilir.
Buşido
BuşidoInazo Nitobe · Dergah Yayınları · 201670 okunma
Reklam
320 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bozkır, oradan kopup gelmiş her insan için başlı başına bir çekim merkezi. O yüzden nasıl bir bozkır anlatıldığına dair merakım epey hızlı okumamı sağladı. Elbette burada paye bana değil Yeşim Hanım'ın üslubuna ait. Okumaya başlamadan önce roman karakterlerinden Mine'nin yaşı ile ilgili bir eleştiri okumamış olsam, bu duruma takılır mıydım diye düşünmedim değil. Ancak bence 20 yaşında olmasına rağmen 35 yaşında gibi düşünebilen insanlar var ve evet ufak tefek bazı noktalarda sırıtsa da, romanda aktarıldığı kadar iyi yetiştirilmiş bir kızın 20 yaşında da boyundan büyük laflar etmesi veya yaşadığı duygusal travmanın onu bir anda büyütebilmesi ihtimali es geçiliyor bence. Romandaki aşkın bizden yana çok tarafı var. Ancak bozkır gibi delirtici boşluklar böyle aşkları anlatır ve yaşatır. Avrupai süslü aşklarda bu kadar dengesizlik görülmeyebilir ve/veya nefret ile aşk bu denli iç içe geçmiş olmayabilir. Kitabi okurken aşkın ve bu ilişkiyi tetikleyen bize ait toplumsal unsurların hepsinin farkına varmanızı sağlamış yazar. Kendinizi kâh Emin'i, kâh Azad'ı taraf olarak savunurken bulabiliyorsunuz. Kurgunun sürekliliği esnasında ufak bir kopmaya rastladım; ancak üzerinde durmaya değmiyor bile. Okurken roman sizi sardığı için "bırak şimdi onu sonu ne olacak" diyorsunuz. Ha kendime de pay çıkartayım, romandan romana geçiş yapıldığı anda doğru tahmin etmeyi başarmışım kitabın sonunu. Yeşim Hanım daha fazla ve bu kadar uzun ara vermeksizin yazmalı. Türk edebiyatının etkileyici bir kalemi ve bize anlatacak çok daha etkili hikayeleri olduğu ama bunu sakladığını gösterir bir üslubu var. Son söz; tavsiye edilir.
Bozkır, Kuş ve Balık
Bozkır, Kuş ve BalıkYeşim Monus · Ötüken Neşriyat · 201760 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bilge ile devlet arasındaki ilişki, tam da kendimi konumlandırdığım noktada vücut buluyor. Hakeza haksızlık ve hakaret konularında ufkum açıldı. Sonuç olarak, hep arzuladığım o inzivaya çekilmenin vakti geldi de geçiyormuş meğer. Okurken bunu derinden idrak ettim. İnsan bazen, ikibin yıl öncesinde dahi, aynı sorunlarla uğraştığını fark edemeyecek kadar gündelik hayatın gulgulesine düşüyor. Belki Seneca'nın temaşa diye kast ettiği bu gulgule olmayabilir ama arada bir kafamızı kaldırıp, kendimize çekilmek ihtiyacımız olan şey.
Bilgenin Sarsılmazlığı Üzerine - İnziva Üzerine
Bilgenin Sarsılmazlığı Üzerine - İnziva ÜzerineSeneca · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20222,605 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bilim-kurgu ilk olarak sinema ile ilgimi çekmiş olsa da bilim-kurgu edebiyatına, özellikle distopik destanlarla harmanlanmış gelecek tasavvurlarına inanılmaz değer veririm. Asimov'a olan düşkünlüğümün bunda büyük payı var. Türk bilim-kurgu edebiyatı ise yeni yeni girmekte olduğum bir saha. Bunda yabancı eserlerin çok daha erken dönemlerde verilmiş olması ve cahilliğimi itiraf etmek gerekirse bu tarzda Türkiye'de kimlerin ön sıralarda yer aldığını bilmememin payı da var. Tam da bu sebeplerle, özellikle içlerinde en sevdiğim Türk fantastik kurgu yazarlarından Murat Başekim de olunca kitaba karşı koyamadım. Açık söyleyeyim; böyle muazzam bir seçki beklemiyordum. Bunu kibire değil de, bilemeyişime versin emeği geçen herkes. 18 hikayenin her biri bilim-kurgunun farklı alt kollarında büyüyüp serpilmiş dört başı mamur ağaçlar gibi. Durağan bir şekilde takip edip, ağzımı açık bırakan hikayeler olduğu gibi, felsefi derinliği ve varoluşçu sorgulamaları, insanın kendine bakış açısını değiştirecek görüşleri barındıran inanılmaz keyifli bir seçki olmuş. Belki bir-iki hikâyede tam istediğimi bulamamış olabilirim; ancak onlar da kesinlikle bilim-kurgu edebiyatının kalburu üstüne çıkmış. Uzaya bakınca en fazla mehtaba çıkan, teknoloji yarışında pek çok ülkenin ne yazık ki gerisine olan bir çoğunluğun içerisinden böyle hikâyeler çıkabilmesi açısından bakarsanız, kesinlikle alınıp defalarca okunması, baş tacı edilmesi gereken bir seçki olmuş. Ezcümle, tavsiye edilir.
Yeryüzü Müzesi
Yeryüzü MüzesiKolektif · İthaki Yayınları · 2018122 okunma
495 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Chavannes'in Batı Türkleri özellikle bizlerin I. Gök-Türk dönemi olarak öğrendiğimiz yıllarda İstemi Yabgu ile başlayan hakimiyet dönemi ve sahasını konu alıyor. Çin kaynaklarından alınan bilgiler her zaman olduğu gibi bir anlama ve okuma sorunu yaratsa da, Türk tarihinin bu dönemine ilişkin ilgi çekici bilgiler edinmeye engel değil. Zira Chavannes'ın kitabını kıymetli kılan iki önemli husus var. Birincisi onun kaynak karşılaştırmalı yorum ve aktarımları, ikincisi Selenge Yayınlarının özenli çevirisi ve zaman zaman göz yorsa da dipnotlara kadar sirayet eden muntazamlığı. Son zamanlarda Selenge Yayınlarının durumu ile ilgili bir belirsizlik hakim. Ahsen Batur hoca mevcut şartlarda yayıncılığı sürdürmenin çok zor olduğunu belirtiyor. Kapanmaları Türk tarihi hakkındaki yabancı kaynaklara ihtiyaç duyan biz okuyucular için büyük kayıp olur. Bu sebeple eğer hâlâ satışta veya sahaflarda bulabiliyorsanız, Selenge'nin muhakkak edinilmesi gereken kitaplarından olduğunun altını çizmeliyim.
Batı Türkleri - Çin Kaynaklarına Göre
Batı Türkleri - Çin Kaynaklarına GöreEdouard Chavannes · Selenge Yayınları · 200716 okunma
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Nedir simülakr? Gerçek olarak algılamak istediğimiz görünüm diyor Baudrillard. Açıkçası daha basit bir tanımı yok. Ancak tanımlandığı kadar da basit bir kavramdan bahsetmiyoruz. Baudrillard'ın simülasyon teorisi hakkında kulağına bir kaç kelam sıkışmış okur için "aman yarabbim bütün hayatımız bir bilgisayar oyunu mu" nidasıyla
Simülakrlar ve Simülasyon
Simülakrlar ve SimülasyonJean Baudrillard · Doğu-Batı Yayınları · 2014961 okunma
Geri110
156 öğeden 151 ile 156 arasındakiler gösteriliyor.