Okumaya dair motivasyonunuz nedir? Okuma hevesinizi kaybettiğinizde tekrar okumak için çabalayan, bir şeyler yapan var mı? Varsa yöntemleri nedir? Paylaşır mı?
(Bunu ben de merak ediyorum Tamer bey,) ben oluruna bırakanlardanım, kitaptan önce konunun beni çağırmasını beklerim genellikle.
'Okumadan duramama' gibi yetenek geliştirenler buna bir yanıt verirse gerçekten ben de aydınlanmış olacağım..
Kesintisiz ve sürekli okuduğunu iddia edenlere pek inanmıyorum. Okuma değil de sayfalara bakma eylemini yükleniyorlar belki de. Ancak gündem, belirsizlik, şu bu derken hem okuma hem yazma hevesimde keskin bir azalma fark ettim. O yüzden de başkalarının bu konudaki fikirlerini merak ettim. Kendi kendime kalmış olsam, yapacak bir şey yok diyerek akışına bırakırım, fakat dere kurumuş gibi hissettirdiği için belki yardıma ihtiyacım vardır :)
Roman hakkında düşüncelerimi belirtmeden önce Jaguar Kitap tarafından yayımlanan eser dolayısıyla yayıncıya da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Son dönemlerde kaliteli eser basan butik yayınevlerinin çoğalması sevindirici. Ne ki Walser'ın sahaflar dışında hiçbir yerde bulunmayan kitabını, olağanın üzerinde bir kalite ile okurla buluşturmuş
Plansız bir şekilde Tatar Çölü sonrasında okudum kitabı ve ne kadar da benzer yönleri var diye düşünüyordum. Bu esnada incelemenizi okudum, düşüncelerimi yazmışsınız. Teşekkürler bu güzel yazınız için.
Biz onları (hikâyeleri) sürekli eski dönem efsanelerinin tekrarı olarak okumaya alışmışken, 'eski köye yeni âdet' misali, hikâye yazımında yeni bir tarz farkettim kaleminde yazarımızın..
Öyle ya, hikâye dediğin 'günün efsanesi' her neyse, yazılacaksa o temel alınırdı.
Bugün, robotların, hatta elektromanyetik boyutların birey sayıldığı, hak ve ödev sahibi olduğu bir dönemi yaşıyoruz, bununla birlikte, yaşamak için köle gibi çalışmanın yetmeyip, 'köle gibi düşünmenin' de gerektiği bir gerçeğe de alışıyoruz.
İşte, hikâyelerinin tema'sını oluşturan bu günümüz gerçekleriyle satır aralarında düşündürüp, finalleriyle güldüren, kâh Nasreddin Hocavâri zeki, kâh 'Kemal Sunal' tadında saf, akıcı ve özgün bir tarzla 'yeni' bir üslup ve eğlendirici dakikalar vaadediyor
Büyük Ortaklı Küçük Hikâyeler size..
Tamer Bey'e kitabı bana imzalı olarak ulaştırmasında çok zahmet verdiğimin farkındayım tabi, nezaketine teşekkür yazışmamda kitap için ilk izlenimim olarak "silkeleyici" demiştim. İnsan fıtratının sınırlarının test edildiği bir kaç hikâyeyi daha okuduktan sonra 'artırıyor' ve 'iç okuyucu' diyorum..
On iki adet hikayeden oluşuyor kitap ve evet, bence bir bütün olarak baktığımızda hikâyelerde kendi ikircikliğimizle yeniden tanışıyoruz..
Tamer Sağcan'ın bir araştırma inceleme kitabı olan
Kavimlerin Kayıp Tarihikitabını da okumuş ve 'tarih dersine' farklı bir bakışı daha okuma şansı bulmuştum. İncelememde bakabilirsiniz #76070954)
Hikâye yazarlığını da bir okur olarak çok sevdim. Dostlara önerimdir, bu 'yeni yeni' hikâyelerle tanışmalısınız.
Elinize sağlık
Belki tek buna değil de bütün seriyi bitirince hakkında uzunca bir şeyler yazmak istiyorum. Daha önce yarım bırakmıştım ilk kitabı. Şimdi okurken nedenini hatırlamaya çalışıyorum bir yandan. Pişmanlık diyeceğim ama her kitabın bir okunma zamanı var :)