Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi,
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi.
Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım, Işledim de işledim bir hüner-işi gibi.
Horlandı, beğenildi; inandim, alinmadım,
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi.
Zor dönemler olmadi-değil, olsundu, oldu,
Ne koştum ne de durdum kaçak gidişi gibi.
Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.
Bir düşün izm'e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa.
İnsan zor bir ulusdur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa.
Aydınlanmaz tepeden, kuş-bakışı gözlere,
Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse.
Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır;
Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa.
Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten;
Delice ya da uslu düşlerle beslenikse.
Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi
Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse.
Akıl bir düş değildir, masalı uykuların,
Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse.
Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
Adam beni görür görmez suratı asıldı, daha da korkunçlaştı, yanımdan yürüyüp geçti. Artık ümidimi kesmiştim. Sonra öbür yandan bir adamın geldiğini duydum. Ona baktım ama deminki adamı bir türlü tanıyamadım: Deminkinin yüzünde ÖLÜM vardı, oysa şimdiki CAPCANLIYDI ve TANRI seçilebiliyordu bu yüzde...(SEVGİ)
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uydurdu.
Dışarda gürül - gürül akan Bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylım Bahar,
Hasretinden prangalar eksittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana,
Bir bu yana...
BÜYÜK İSTEK
senin bütün hayatına yetecek bir söz söylesem
Seni bu söze inandırsam, kendime yatıştırsam,
Sussam.
Sonunu görmesem de
ömrümde bir şeye inanmış olarak ÖLÜRDÜM.
1995