Büşra

Büşra
@Portraitofdorian
Hukuk
21 Aralık 1997
65 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Ekseriyetle, ilk gördüğümüz bir adamın veya bir şehrin, ilk duyduğumuz bir sözün veya bir sesin hayatımızda sonradan alacağı mevkiyi takdirle bunlara layık oldukları ehemmiyeti veremeyiz.
Sayfa 14
Reklam
Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız.
Sayfa 9
Bazı düşünceler vardır, sicim gibidir ve bitmek bilmeyen düğümlerle kollara bacaklara dolanır.
Sayfa 102

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mutluluğunuz ve başarılarınız, ancak bunları cömertçe paylaşmaya razı olduğunuz takdirde affedilir. Ama mutlu olmak için başkalarıyla fazla ilgilenmemek gerekir. Bu noktada çıkış yolları kapanır. Ya mutlu olacak ve yargılanacaksınız ya da bağışlanıp sefil olacaksınız.
Spinoza, Descartesçı bir düşünceye karşı çıkarak, basitçe şunu söylemiş oluyor: İnsanlar bedenleri üzerinde hakimiyet kurma, irade vs. üzerine bir sürü felsefe yaptılar, ahlaki sistemler geliştirdiler, bedenin tutkuları üzerindeki hakimiyet vs... bunu ahlaki ideal haline getirdiler. Ama bedenlerinin ne yapıp ettiğini, neye gücü yettiğini, aslında bedenlerinin neler yapabileceğini bile bilmiyorlar.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
Dolayısıyla Spinoza son derece açık: Bizde dış nesnelerin bir tasarımı, fikri yok asla; dış nesnelerin bizim bedenimizde bıraktığı izlerin fikri ya da temsiliyeti var. Bu onun, "Köpek kavramı havlamaz" dediği şey.
Sayfa 214Kitabı okudu
Spinoza daha sonradan "Hiç kimse Tanrı'dan nefret edemez" dediğinde anlatmak istediği öyle bir şey. Çünkü nefret bir keder olduğuna göre, Tanrı'dan nefret etmek sonsuz kederlenme demektir.- Açıkçası sonsuz kederlenmek ölüm demek, kederin daha fazlasını görememek, karşılayamamak. Dolayısıyla Tanrı'dan nefret eden birisi ölü birisidir, sonsuzca kederlenmiş birisidir.
Sayfa 204Kitabı okudu
Mesela bizde sonsuz bir Tanrı fikri var, sonlu bir sinek fikri var. Bu iki fikir arasında bir fark olmalı mutlaka. Spinoza'nın burada kullandığı terim perfectio: yetkinlik ya da gerçeklik düzeyi. Bir fikir ne kadar fazla belirlenime sahipse o kadar yetkin ya da o ölçüde gerçektir. Ne kadar az yan fikirlere ve belirlenimlere sahipse, o kadar az gerçektir.
Sayfa 199Kitabı okudu
Bütün sosyal bilimlerin aslında ne olduğuna bakarsanız, hepsi kanaatler bilimidir, bir tür hakikatler bilimi değil.
Sayfa 197Kitabı okudu
Leibniz açısından öznelliğimizi yaratan şey bir bakış açısına yerleşmemizdi, dolayısıyla bakış açısı nesnelerin bir özelliğiydi. "Nesne" sözünü kendisi kullanmıyor, başka bir şey kullanıyor, perceptus sözünü kullanıyor, yani algı. Algıları nesnede olduğu, algılanan nesnede bulunduğu doğrultusunda, belki tuhaf gelecek ama oldukça ikna edici bir konumdu bu.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
Spinoza'nın ünlü bir sözü var Tractatus'unda, "Doğa uluslar, milletler, kabileler yaratmaz, yalnızca bireyler yaratır".
Sayfa 188Kitabı okudu
136 syf.
·
Puan vermedi
·
42 günde okudu
Borges ve Ben
Borges ve BenJorge Luis Borges
8.8/10 · 42 okunma
Hepimiz, başkalarının bizim üzerimize kurduğu imgeye benzeriz.
Bir şey olması gerek, insan ilişkilerinin birçoğunun açıklaması işte bu.
690 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.