Now we were walking through the frightful silence of a pine forest. The desiccated corpses of cicadas that had died at the end of summer littered surface of the path, crunching beneath our shoes.
Elde ettiğim mutluluk o kadar büyük olmasa da ardından gelen üzüntü -ve hatta perişanlık demek daha doğru- kelimelerle ifade etmeye bile yetmeyecek derecede korkunçtu
"Sen kendine bak korkunç, tuhaf, hilekar ve acuze kişiliğinin farkına var" gibi çeşitli sözler geçti aklımdan ancak yalnızca yüzümdeki teri mendille silerek, "Terledim, terledim" diyerek gülebildim.
Geride bırakılan bir tek ben vardım, insan toplumundan sonsuza dek kaçan, içeriden biri ya da dışarıdan biri ayrımına bakılmaksızın Horiki, tarafından bile terk edilmiş bir soytarı
Sayfa 71 - Horiki karakteri marsist bir gruba davet eden, karakterimizin küçük gördüğü bir kişi.Kitabı okudu