Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adnan Bozkurt ️️

Adnan Bozkurt ️️
@Psikologadnan_basgan
Bir Varoluşçu okur
Arkadaşlığın, Aristoteles'in de göz önüne aldığı ve herhalde bütün insanların her çağda amaç edinmeye değer buldukları üçüncü türü, hakiki arkadaşlıktır. Ancak bu arkadaşlıkta, kız ve erkek arkadaş sadece zevkin ve faydanın bencil amaçları için bir araç değil, en azından aynı zamanda kendi başına bir amaç olarak görülür. Zevk ve fayda kesinlikle devre dışı değilse de, hakiki arkadaşlık salt maksatlı bir ilişki değildir, maksadını kendi içinde taşır daha ziyade: Ötekini sever ve onunla beraber olmaktan memnuniyet duyarsınız. Dar kafalı öz çıkar, hayatı ötekiyle beraber yaşama arzusuna dayanan bu ilişki lehine geri çekilir, onunla "yaşamınızı birleştirirsiniz" - nadiren mekânsal-bedensel olarak, daha çok manevi-zihinsel anlamda.
Sayfa 22 - İletişim Yayınları 2186. Psykhe 17Kitabı okudu
Reklam
Yaşamdaki birçok şeyin temeli: insanın kendi kendisiyle arkadaşlığı. Aristoteles de, kendi kendisiyle barışık olmayan bir insanın arkadaşlık sürdürmesine, dahası başkalarıyla herhangi bir ilişki kurmasına imkan olmadığına dikkat çekmişti; her şeyden önce başkalarına yönelecek kuvveti bulamayacağı için böyleydi bu. Kendi kendisiyle başa çıkmak, günün birinde kesin olarak tamamlanacak bir ödev de değildir. Ancak sürekli kendinizi gözden geçirmeniz ve kendinizi yeniden tanımlamanız, benliğinizi feda etmeden başkaları için de varolabilmenizi sağlar. Ancak kendine dönüp bakarak, başkalarına dönüp bakma kabiliyetini edinir insan. Özellikle de arkadaşlık denen bu hayret verici ilişki biçiminin sağlayacağı doygunluğu düşündüğünüzde, insanın kendi kendisiyle cebelleşmesinin zahmeti pek de göze batmayacaktır.
Sayfa 12 - İletişim Yayınları 2186. Psykhe 17Kitabı okudu
Doygun bir yaşam, başkalarıyla sıkı ilişkiler kurmayı, onların yakınlığını, ilgisini, temasını gerektirir; benliğin ve dünyanın emsalsiz bir zenginliğini ancak bu yolla idrak edebilirsiniz çünkü.
Sayfa 11 - İletişim Yayınları 2186. Psykhe 17Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Byung-chul Han yine muhteşem tespitlerde bulunmuş. Dijital çağı ve bu çağın olumlu olumsuz yönlerini bir kez daha tüm açıklığı ile anlatmış. En sevdiğim felsefecilerin başında geliyor kendisi. Kesinlikle örnek aldığım ve yazdığı her şeyi hemen okuduğum birisi. Sizlere de ilgiyle öneririm .
Sürünün İçinde:Dijital Dünyaya Bakışlar
Sürünün İçinde:Dijital Dünyaya BakışlarByung-Chul Han · İnka Yayınevi · 20245 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Reklam
Roland Barthes özel alanı, "bir görüntü ya da bir nesne olmadığım o mekan ve zaman dilimi" olarak tanımlıyor. Böyle bakıldığında, bugün hiçbir özel alana sahip olmadığımızı görürüz; içinde benim bir imgeye dönüşmediğim, kamera olmayan herhangi bir alan yok.
Sayfa 12 - İnka KitapKitabı okudu
Max Hunziker
Mavi bir camı, mavi dışındaki renkleri özümsemediği ve yansıtmadığı için "mavi" diye tanımlarız. Verdiğimiz ad, sahip olduklarına değil, dışa yansıttığına ve verdiğine bakılarak yakıştırılmıştır mavi cama.
Sayfa 119 - Say YayınlarıKitabı okuyor
"Sahip olmak" eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta, gücünün bilincine varmakta ve son aşamada fethetme, soyma ve öldürme yeteneklerinde bulmaktadır. "Olmak" ilkesinde ise mutluluk sevgide, paylaşmada ve vermededir.
Sayfa 109 - Say YayınlarıKitabı okuyor
İnsanlar ne yaptıklarını değil, daha çok ne olduklarını düşünmelidirler.
Sayfa 91 - Say YayınlarıKitabı okuyor
"Sahip olmak" biçimli davranışlarda, çeşitli nesnelere sahip olmak değil, bütün bir davranış biçimi ve dünyaya bakış açısıdır önemli olan. Her şey ve herkes ihtirasın bir nesnesi olabilir. Güncel yaşamda kullandığımız şeyler, karşılaştığımız insanlar, mal-mülk, törenler, iyi davranışlar, bilgiler ve düşünceler. Tüm bu şeyler kendiliklerinden "kötü" değillerdir. Onları "kötü" yapan, yani kendimizi gerçekleştirmemizi engeller ve özgürlüğümüzü kısıtlar olmalarına neden olan, bizim yanlış yaklaşmamız, onlara tutunmaya çalışarak, kendimizi onların zincirlerine tutsak etmemizdir.
Sayfa 90 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Eckhart, belirli bir düşünce ile düşünce süreci arasındaki ayrımı, titizlikle belirtmeye her zaman dikkat etmiştir. Ona göre Tanrı'yı tanımak, O'nu sevmekten daha iyidir. Çünkü sevgi, arzuyu ve amacı beraberinde getirir. Oysa tanımak, herhangi belirli bir düşünce değildir. Tüm kılıfları atıp "ilgi ve istekten" arınıp, çıplak bir biçimde Tanrı'ya koşmak, O'na değmek ve O'nu anlamaktır."
Sayfa 87 - Say YayınlarıKitabı okuyor
"Kullandığım her şey benimdir deme. Senin kullandığın, sana yabancı olandır. Bencilce bir kullanımla, kendini bile bir yabancı yapıyorsun kendine karşı. İşte ben bunu, başkasının malı, bir yabancı mal sayarım. Çünkü sen onu taşlaşmış bir yürekle kullanıyor ve kendi mallarından yalnızca kendinin yararlanmasının, sana bir hak olduğunu düşünüyorsun."
Sayfa 84 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Basillius
"Bir kimse diğerinin üzerindeki elbiseyi alacak olsa, ona hırsız denir. Peki, elinde imkanı varken bir fakiri giydirmeyen kimseye ne ad verilmeli?"
Sayfa 84 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Yeni Ahit (İncil)
"Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Orada güveler ve pas, onları bozar ve hırsızlar delip, çalarlar. Kendinize gökte hazineler biriktirin. Çünkü orada ne güve ve pas vardır ne de hırsız. Unutmayın ki, hazineniz nerede ise, kalbiniz de orada olacaktır." (Matta 6:19-21)
Sayfa 81 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Eski Ahit (Tevrat)
"Senin olan her şeyi terk et, kendini bütün zincirlerinden kurtar, ol!"
Sayfa 73 - Say YayınlarıKitabı okuyor
2.120 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.