Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

X

G.A.: Bir insanı bir şey yapmaya iten biricik güdü nedir? Y.A.: Kendi içini ferahlatma ve onun onayını kazanma zorunluluğu. Eylem öncelikle kişinin kendisine yarar sağ­lamalıdır.
Reklam
Geçmişe de değindim; olanca sevinciyle, geçmişin ışığının, bugünün karanlığında nasıl ışıdığını anlattım. Kendimi vaiz gibi göstermekten kaçınmak için, yine bir şairden alıntı yaptım “dünyadaki hiçbir güç yaşadığın şeyi elinden alamaz”. Artık geçmişte kalmasına karşın, sadece yaşadıklarımız değil, yaptıgımız hiçbir şey, sahip olduğumuz düşüncelerin, çektiğimiz onca acının hiçbirisi kaybedilmiş değildi; geçmişi biz yaratmıştık. Geçmişte yapmış ya da olmuş olmak, varolmanın bir başka belki de en emin şekliydi.
“Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Herkes kendi yıldızını bulsun diye mi parlaktır yıldızlar?
“Ama kendini beğenmiş onu duymadı. Kendini beğenmişler övgüden başka hiçbir şeyi duymaz."
Reklam
"Ne kadar fazla eskitilmiş duygu bilince çıkarsa, bunlardan ne kadar fazlasını yaşayabilirsek, kendimizi o kadar güçlenmiş, o kadar bütünleşmiş hissediriz.
I dünya savaşında ve sonrasında yaralanmış Askerler ve Tecavüz edilmiş kadınlar annelerine ya da tanrıya seslenirler. Bu çıglıklara yanıt alamadıgında temel duygusu paramparça olur. Travmatize insan kendisini tamamıyla terk edilmiş, tamamıyla yalnız, hayatı destekleyen insani ve ilahi koruma ve bakım sistemlerinin dışına atılmış hisseder. Ondan sonra yabancılaşma ve kopma duygusu, en yakın aile bağlarından en soyut toplum ve din ortaklıklarına kadar her ilişkiye yayılır.
Bügün Küçük, doğal bedenime Yerleştim ve öğrendim; Kadın bedenim tıpkı seninki gibi, Herhangi bir sokakta hedef olmuş benden alınmış On iki yaşındayken... Bir kadının cesaretine bakarım Bir kadına bakmaya cesaret ederim Ve biz sesimizi yükseltmeye cesaret ederiz.
XIX. YY sonlarında; “Bir hastalığı inceleme bahanesiyle kadınalrn canlı canlı kesilip biçilmesi anlayışından” Fransız feministler kadın hakları adına kurucu babaları eleştirdi ve erkek bilimcilerin iyicil hamiligine(gözeten-koruyan)meydan okudular. Nerden nereye...
Reklam
“Erişkin yaşamdaki tekrarlayan travma, kişiliğin daha önce biçimlenmiş yapısını kemirir fakat çocukluktaki tekrarlayan travma kişiliği biçimlendirir ve çarpıtır.”
"İnsanların her zaman annelerinin onları dünyaya getirdiği zaman doğmadıkları, yaşamın onları bir kez daha, hem de sık sık kendi kendilerinden doğmaya zorladığı düşüncesine kaptırdı kendini."
Vahşet gömülmeyi reddeder. Vahşeti inkar etme arzusu, inkarın işe yaramadığı fikri kadar kuvvetlidir.
Ahlat ahların ağacıydı, Yaşlanmaya başlayanların, İtiraf edilememiş aşkların, Evde kalmış kızların. Ahlat ahların ağacıydı, Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse, Öyleydi işte.
Travma sonrası stres bozukluğu: tecavüz travması
Jocelyn, tanıdığı birisi tarafından tecavüze uğrayana kadar dünyanın kendi kontrolü altında olduğunu hissediyordu.
“Kutsal olan hakikat degil, kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır! Kendi kendini sorgulamaktan daha kutsal bir şey olabilir mi?”
Reklam
“Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendisini sevmesindendir”
“Belkide sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin... sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz bu sevginin içinde yarattıgı duyguları seviyorsunuz. Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi degil..”
Sevme Sanatı
''Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek 'sevgisi'ne inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz 'etken ilgi'dir.''
Sayfa 30
Hz. İnsan
Kişinin başkalarına kendini sevdirmeye çalışması, aslında onların sevgilerinin mülkiyetini elde etmek istemesi anlamına gelir. Oysa yapılması gereken bir tek şey vardır: kendini sevilmeye bırakmak. Sahip olmak değil, sadece olmak, yani Rıza ve teslimiyet. Nasip edilen kadarıyla, yani sevilme istidadı kadarınca sevilmek.
Yakıcı Sır
Toplumsal kurallara uymak için arzusunu maskeledeginde bunun kadınla erkek arasında erotizmin canlanmasını geciktirdigini, sözlerinin hararetini, yakınlaşmasının sıcaklıgını azalttıgını biliyordu.
Yakıcı Sır
Çocuklar hastalanmakla hep gururlanırlar, çünkü bunun ailelerinin gözünde önemlerini iki katına çıkardığını bilirler. -“fazla uslu olmak da iyi değildir!”
Reklam
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
O zaman, sana göre ölü olduğuma göre, neden ölmekten hoşlanmayayım, sen benden gitmiş olduğuna göre, neden ben de artık yoluma gitmeyeyim?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
-Ailemin içinde bir tutuklu, toplumdışı kalınmış biri gibi yaşadığım yıllar içerisinde ögrendim. Matemdeydim.. (20) -Senin gibi sadakat nedir bilmeyen bir erkeğe sadık kaldıgına asla inanmazdın. Sayfa(34) -tembel bir iyilik. Uyarılmak istiyor, gelip alsınlar istiyor. Sen, ancak yardıma çağrıldığında, senden istendiginde yardım ediyorsun, hoşlandığın, zevk aldığın için değil fakat utancından, zayıflığından ötürü yardım ediyorsun.Sayfa(35)