Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ekrem gürkan

Ekrem gürkan
@Readingman
Bir renk değildir mavi. Bir huydur bende.
166 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitabı ilk Orhan Kemal kitabı olarak edindim. Açıkçası şaşırmadığım derecede (özellikle Çukurova yazarlarında olan)açlık, sefalet, zor şartlara direnme, kırsallık ve kırsal dil sonuna kadar işlenmiş. Bu kitap basit 3-5 sayfalık hikayelerden oluşuyor. Bana hikaye konuları çok basit geldi. Bu kitabı sanırım lise yıllarında okumam gerekiyorduAma son bölümdeki Orhan Kemal’in Kemal Tahir e yazdığı iki mektup kısmı çok güzeldi. Herkese keyifli okumalar .
Ekmek Kavgası
Ekmek KavgasıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20213,025 okunma
Reklam
Adana’da sıradan bir manzara
Lakin,Güneş…Avurtları çökük yüzünde terden çizgiler gittikçe çoğalıyor,bu çizgiler sivri çenesinde birleşerek yere damlıyor,sıcak toprakta kayboluyordu.
Babanın acımasız eşine sitemi
“Bilmiyorsunuz,” dedi, “ sefalet nedir bilmiyorsunuz hanım…(kendi kendine)Allah encamımızı hayırlara tebdil eylesin!”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
479 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra
8.3/10 · 9,9bin okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Küçük Ağa
Kitabı okurken resmen kurtuluş yılları mücadelesini ve şimdiden bağımsız o döneme gidip kendinizi bi tarafa konumlandırma ihtiyacı hissediyorsunuz. Kuvay-ı milliye mi? Yoksa bireysel örgütlenmiş çeteler mi? Yoksa istanbul’a ve Halife’ye bağlı devam eden mutaassıp kesim mi? Her birinin de liderlerinin bakış açısıyla kendi mücadeleleri o kadar güzel açıklanmış ki bi an hepsini haklı görüyorsunuz. TabiiAnadoludaki kozmopolit toplumsal ilişkilere de Çolak Salih- Rum arkadaşı Niko karakterleriyle güzel bi mercek tutulmuş.Sıkılmadan okunacak güzel bi eser. İyi okumalar .
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,9bin okunma
Reklam
Çerkez Ethem Baskınlarına Dair
Bu arada Ethem kuvvetlerinin geleceğini halkta işitmişti şehirde paniğe yakın bir telaş ve korku vardı. Yaşlı kocalar, nineler ve sakatlar zabitlere koşuyor ve “aman bizi koyup gitmeyin ,Ethem Yunandan da zalimdir” diye yalvarıyorlardı.
Sayfa 444Kitabı okudu
Ali Emmi’nin Ölümü
Beşinci günün ikindisinde kendini tamamen kaybetti.Yetmiş küsur yılın dertleriyle,mutlulukları ile,harpleri, darpları ve hastalıkları ile savaşa gelmiş bulunan beden son irade direnişini de yitirmiş , pes ediyordu artık.
Sayfa 393Kitabı okudu
Yarın neler olacaktı? Ölecek miydi? Kalacak mıydı?Kalmak..işte ölümden de önemli,ölümden de çapraşık ve zor mesele. Asıl mesele kalmaktı, günlerin getirecekleri ile boğuşmaktı,onlara yenilmemek veya onlara layık olmaktı,aşınmadan, bozulmadan, çirkinleşmeden, satılmadan ayakta kalabilmekti.
Küçük Ağa heyecanla üzüntü arsında bir dal gibi sallana sallana uykuya daldı.
Çeteye Kaçan Hocaya Çete Liderinin Verdiği isim -Kitap İsminin Gelişi Hikayesi
“ Emme sana hoca demeyelim gayri Hocaefendi. Kusura kalmazsın değil mi? Sana Ağa deriz ,bana da Ağa derler .Karışmasın diye sana gel Küçük Ağa diyelim. O da neden? Bi küçük Ağa vardı zile’ de. Ordu durdurur bi yiğitti. Ona benzersin.”
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Hoca Kuvayı Milliye baskısından kaçıyor
Bu tam bir ustura yarasına benziyordu.Kan sonra sızacak,acı onsan da sonra başlayacaktı;hem de ne acı!
Sayfa 247Kitabı okudu
Dinç mi dinç,genç mi genç bir beden,eşine çok az rastlanır bir kafa…Evleneli yıl olmamış,bugün yarın çocuk bekleyen bir adam. Türkse Türk,hem de en katıksızından, Müslümansa, Müslüman, hem de en inanmış ve en bileneninden ! Doğruyu bulmak , doğruyu üste çıkarmak ille trajediler mi isteyecekti?
Memleket harap olmuş,millet işe yarayacak , belini doğrultacak bilek ve kafaları toprağa vermişti. Osmanlı Devletinin tek ümidi geriye kalan bilek ve kafalardı.Yorgun ve bitkin ülke onlara su gibi,hava gibi muhtaçtı.
“ Dinleyin beni. Millet şimdi gavur ordusunu durdurmaya çalışıyor.Varını yoğunu buna harcıyor.Eli silah tutan herkes, sabi-sübyan,hatta karı kız cephede;ırz,namus davası bu.Anladın mı?Ümmeti Muhammedin,dinimizin, şu konuştuğumuz dilin,şu ekmeğini yediğimiz tarlaların,üstüne bindiğimiz atların, sütünü içtiğimiz ineklerin davası bu.Kaybettk mi, ne Akşehir’in altını gümüşü kalır, ne de Çakırsaraylı sersemi. Anladın mı?”
Sayfa 187Kitabı okudu
Savaşa dair güzel bi betimleme .
Zafer , belki de harp denilen fahişenin vâdettiği bir öpücüktü. Fahişe, fakat Mesealina’lar, Kleopatra’lar,Zenon’lar gibi bir fahişe… İnsana her şeyini bıraktıran,insanı her şeyinden vazgeçiren bir fahişe…
198 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.