Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rilakkuma

Onlara, Kâbil'de ağaçtan kopardığımız bir dal parçasını kredi kartı niyetine kullandığımızı anlatmak isterdim. Hasan'la dalı alır fırına giderdik. Fırıncı bıçağıyla dalın üzerine bir çentik atardı; tandırın alevleri arasından bizim için çektiği her nan somunu için bir çizgi. Ay sonunda Baba çubuktaki çentiklere göre ödeme yapardı. Hepsi bu kadar. Kimlik filan yok.
Sayfa 132 - EmirKitabı okuyor
Reklam
Çünkü ancak hikayesi anlatılan insanlar var oluyordu.
Sayfa 414Kitabı okudu
İnsan çok yakından bakınca bir şey göremez.
Sayfa 202Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Bir oda bulacağımızı söylemiştim, öyle oldu. Evren her zaman, istediği kadar saçma görünsün, düşlerimizi gerçekleştirmek için verdiğimiz savaşımda bizim yanımızdadır. Çünkü onlar bizim düşlerimizdir ve o düşleri kurmanın bize nelere mal olduğunu yalnızca biz biliriz.”
Leyla hayata sarıldı. Çünkü sonunda, yapabileceği tek şeyin bu olduğunu anladı. Bir bu, bir de umut etmek.
Sayfa 338Kitabı okudu
Reklam
Ama artık çok geç tabii. Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği, iş işten geçtikten sonra, artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak.
Sayfa 336Kitabı okudu
Nana’nın söylediklerini anımsadı: Hep kuzeyi gösteren bir pusula ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman. Bunu aklından çıkarma, Meryem.
Sayfa 301Kitabı okudu
Az sonra uyudu, Leyla’yı birbiriyle çatışan düşüncelerle baş başa bıraktı; Anne’nin yaşamaya kararlı olması yüreğini ferahlatmış, nedeninin kendisi olmaması ise, yaralamıştı. Anne’nin kalbine damgasını asla ağabeyleri gibi vuramayacaktı, çünkü bu kalp soluk, sığ bir kumsaldı; Leyla’nın ayak izlerinin, kabaran ve sahile vuran, kabaran ve kırılan keder dalgaları tarafından daima, sonsuzcasına silindiği bir kumsal.
Sayfa 123Kitabı okudu
“Bazı günler,” dedi kadın boğuk bir sesle, “holdeki saatin tik taklarını dinliyorum. Ve beni bekleyen bütün o saniyeleri, dakikaları, saatleri, günleri, haftaları, ayları, yılları düşünüyorum. Onlarsız geçecek olan onca zamanı. O zaman, nefes alamıyorum; sanki biri kalbimin üzerinde tepiniyor, Leyla. Elim ayağım tutmaz olmuyor. Öyle bitap düşüyorum ki, bir yere yığılıp kalmak istiyorum.”
Sayfa 122Kitabı okudu
Oysa karşısına çıkan tek şey, boşluktu. Ve Leyla. Ki, Leyla’nın inancına göre, bu ikisi Anne için aynı şeydi zaten.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Meryem elleri dizlerinin arasında, kanepede yattı, camın önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana’nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu.
Hamam’ a gitme fikri, Raşit’ten çıkmıştı. Meryem’in hayatında hiç hamama gitmediğini öğrenince, sıcaktan çıkıp o serin havayı içine çekmekten, teninden yükselen ısıyı hissetmekten daha zevkli bir şey olamaz, dedi.
“Anne olacağım,” dedi yüksek sesle. Sonra gülmeye başladı; sözcükleri üst üste tekrarlıyor, tadını doyasıya çıkarıyordu. Meryem ne zaman bu bebeği düşünse, yüreği kabarıyordu. Kabarıyor, genişliyordu, ta ki devasa bir dalga gibi hayatının bütün kayıplarını, bütün acılarını, bütün yalnızlıklarını ve aşağılık duygularını, özeleştirilerini alıp götürünceye kadar. Tanrı onu ülkenin ta öteki ucundan buraya bu amaçla getirmişti. Bunu artık biliyordu. Molla Feyzullah’dan öğrendiği bir Kuran suresini anımsadı: Ve Allah doğudadır ve batıdadır, onun için, ne yana dönersen dön, Allah’ın iradesi karşındadır... Seccadesini çıkarıp yaydı, namaz kıldı. İşi bitince, ellerini açtı, bütün bu nimetlerin elinden kayıp gitmemesi için Tanrı’ya yakardı.
Molla Feyzullah da gelirdi. Meryem’e yaldızlı kağıda sarılı çikolata, bir sepet boyalı yumurta, kurabiye getirirdi. O gittikten sonra Meryem leziz armağanlarını alır, söğütlerden birine tırmanırdı. Yüksekçe bir dala tüner, Molla Feyzullah’ın getirdiği çikolataları yer, yaldızlı kâğıtlarını aşağıya atardı, ta ki bütün ağacın çevresine gümüş tomurcuklar gibi saçılıncaya kadar.
“Kes şunu. Bunlar zararlı düşünceler, Meryem co. Beni duydun mu, evladım? Zararlı. Seni yiyip bitirirler. Hata sende değildi. Senin suçun değildi. Hayır!” Meryem başını salladı, ama bütün yüreğiyle, başaramıyordu.
118 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.