Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mehmet ALPER

Mehmet ALPER
@Riverways
Üniversite
Muğla
Marmaris
186 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
sonbahar geldiğinden gri paltosunu giymiş, boynuna kırmızı atkısını takmıştı. Ellinci yaş gününü kutlamasına az bir şey kalmıştı ve o zaman benim şimdiki yaşımdan daha genç­ti ; şimdi bunu yazmak tuhafıma gidiyor. Bence harika görünüyordu. Ama önemli bir şey değişmişti. Bir önce ve bir sonra vardı artık, benim geçtiğim bir sınır ya da belki bir nehir vardı...
Sayfa 74 - Metis YayıneviKitabı okudu
Reklam
O Cennette oturmaz. Dünyanın derinliklerinde yaşar ve bizi orada bekler: bize yemek veren toprak bizi yiyecek olan topraktır.
Sayfa 243 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Carlos Fonseca Amadar derdi ki, dost yüzüne karşı eleştiren ve arkandan övendir. Ve deneyim der ki, gerçek dost dört mevsimde de yanında olandır. Diğerleri sadece yaz dostlarıdır.
Sayfa 238 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Başka bir zaman istiyoruz
Kurulan üç bin barikat 1830 yılında Paris'i üç gün boyunca savaş alanına çevirdi ve kralın askerleri bozguna uğratıldı. Gün geceye dönünce, kalabalık halk kitleleri taşlar ve mermilerle saatleri paramparça etti: kiliselerin ve diğer iktidar tapınaklarının büyük saatlerini.
Sayfa 237 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
1890' da kardeşi Theo'ya gönderdiği mektupta Vincent van Gogh şöyle yazdı: -Tablolarım söyledikleri şey olsunlar. Ertesi gün intihar etti. Tabloları söylemeye devam ediyor.
Sayfa 236 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
İsa ve havarilerinin konuştuğu Aramice dilinde borç ve günah için aynı sözcük kullanılıyordu. İki bin yıl sonra, yoksulların borçları en kötü cezaları hak eden günahlar olarak görülüyor. Özel mülkiyet, mülkiyetten mahrum olanları cezalandırıyor.
Sayfa 232 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
İyi bilgi sahibi kaynaklar Cennet ve Cehennemin dünyanın iki isminden başka bir şey olmadığını ve her birimizin onları içimizde taşıdığımızı söylüyorlar.
Sayfa 205 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Dünya giderek devasa bir karakola ve bu karakol da dünya boyutunda bir tımarhaneye dönüşüyor. Bu tımarhanede deli olanlar kim? Kendilerini öldüren askerler mi yoksa onlara öldürmeyi emreden savaşlar mı?
Sayfa 189 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Afganistan' a açılan savaş 2010 yılında gerekçesini itiraf etti: Pentagon bu ülkede değeri bir trilyon doları aşan yatakların bulunduğunu açıkladı. Bu yataklarda Taliban yatmıyordu. Altın, kobalt, bakır, demir ve özellikle de cep telefonlarıyla taşınabilir bilgisayarlar için vazgeçilmez olan lityum yatıyordu
Sayfa 188 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Haziran 5
Gerçeklik ölü doğalar resmeder. İklim ve aynı zamanda da biz kafayı yiyip delirirken, sanki doğa kurban değil de cellatmış gibi, felaketler doğal diye adlandırılır. Bugün Dünya Çevre Günü. 2008 yılında, dünya tarihinde ilk kez doğayı bir hak sahibi olarak kabul eden yeni Ekvator Anayasasını kutlamak için güzel bir gün. Doğanın, sanki bir şahısmış gibi haklarının olması kulağa tuhaf geliyor. Buna karşılık, Birleşik Devletler'in büyük şirketlerinin insan haklarına sahip olmaları insana en normal şeymiş gibi. Ve onlar bu haklara 1886'dan beri Yüksek Adalet Mahkemesi'nin kararıyla sahipler. Eğer doğa bir banka olsaydı, onu da çoktan kurtarırlardı.
Sayfa 181 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Dünyanın sahibi, petrolün kralı, Standart Oil Company'nin kurucusu John D. Rockefeller 1937' de öldü. Neredeyse bir asır yaşamıştı. Otopside vicdan namına herhangi bir şeye rastlanmadı.
Sayfa 165 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
1998'de Fransa haftalık çalışma süresini otuz beş saate indiren bir yasa çıkardı. Daha az çalışma, daha çok yaşama: Thomas More Ütopya adlı eserinde bunu düşlemişti, ama bu tür bir sağduyu eylemine bir ulusun cüret etmesi için beş asır beklemek gerekti. Netice itibarıyla çalışma süresini azaltıp bizim özgürlük alanımızı arttırmayacaklarsa makineler neye yarar ki? Teknolojik ilerleme neden bize işsizlik ve sıkıntı getirmek zorunda olsun ki? İlk kez olarak, en azından bir ülke, onca akıldışılığa meydan okudu. Ama sağduyu çok kısa sürdü. Otuz beş saat yasası on yaşındayken öldü.
Sayfa 162 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Toplu öpüşme
1980'de Brezilya'nın Sorocaba şehri alışılmadık bir halk gösterisine sahne oldu. Askeri diktatörlük döneminin tam ortasında, bir mahkeme kararı kamu ahlakına zarar veren öpücükleri yasaklamıştı. Söz konusu öpücükleri hapisle cezalandıran Yargıç Manuel Moraules'in kararı onları şöyle betimliyordu: Boyuna, cinsel bölgeye vs. kondurulanlar ya da ıslak dudakların iflah olmaz bir biçimde giderek artan bir seks arzusuyla birleştiği sinematografik öpücük gibi şehvetli ve bu yüzden de müstehcen sınıfına giren öpücükler vardır. Şehir buna büyük bir öpüşme alanına dönüşerek yanıt verdi. O güne kadar hiçbiri o kadar öpüşmemişti. Yasaklama arzuları katladı ve birçoğu sırf meraktan o iflah olmaz öpücüğün zevkini tatmak istedi.
Sayfa 52 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Sekizinci yıldırım
Virginialı orman bekçisi Roy Sullivan 1912 yılının yedi şubat günü doğdu ve yetmiş yıllık ömrü boyunca yedi kez yıldırım çarpmasına maruz kaldı: 1959'da bir yıldırım ayak parmaklarından birinin tımağını kopardı; 1969'da bir başka yıldırım kaşlarını ve kirpiklerini ütüledi; 1970' de bir başka yıldırım sol omzunu kavurdu; 1972' de bir başka yıldırım onu saçsız bıraktı; 1973 'te bir başka yıldırım bacaklarını yaktı; 1976'da bir başka yıldırım bir ayak bileğini yardı; 1977' de bir başka yıldırım göğsünü ve kaşını yaktı. Ama 1983'te kafasını dağıtan yıldırım gökten gelmedi. Dediklerine göre sebep bir kadının sözü ya da sessizliğiymiş. Öyle diyorlar ...
Sayfa 51 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Şubat 2
nehirlerde uyuyan ve yazdığını asla silmeyen, sevdalı Oshun
Sayfa 46 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Mancınık
1933'te AdolfHitler Almanya şansölyesi oldu. Kısa bir süre sonra ulusun yeni sahibine ve efendisine yaraşır şekilde, çok büyük bir tören düzenlendi. Orada alçakgönüllülükle haykırdı: -Ben Gerçek Çağı'nı kurmaktayım ! Uyan Almanya uyan ! Ve roketler havai fişekler, kilise çanları, ilahiler, tezahüratlar yankıyı daha da arttırdı. Beş yıl önce Nazi Partisi oyların yüzde üçünden daha azını toplamıştı. Hitler'in zirveye doğru olimpik sıçrayışı, maaşların, iş imkanlarının, para ve diğer her şeyin dibe doğru aynı anda düşüşü kadar olağanüstü oldu. Topyekün çöküşle çılgına dönen Almanya suçlulara -Yahudilere, kızıllara, homoseksüellere, çingenelere, zihinsel özürlülere ve çok fazla düşünme saplantısına kapılmış olanlara- karşı sürek avını başlattı.
Sayfa 40 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
1.821 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.