Kitap başlangıçta konservatuar öğrencisi Suada ve Tarık’ın aşkını anlatıyor gibi görünsede Bosna katliamını içinizi sızlatacak şekilde işlemiş. Ben okuyalı yıllar geçmiş olsada her bu kitap önüme çıktığında içim sızlar, hayatımda şuana kadar beni ağlatan tek kitap İncir Kuşları, her satırında isyan ettim, Suada, Ayşa, Kerima ve niceleri nasıl dayandınız ben okurken dayanamadım, parçalandım peki ya yaşayanlar?
Müslüman Boşnakların katledilişi, vahşet ve dünyanın buna sessiz kalışı. İnsanlığın en büyük ayıplarından biri "SREBRENİTSA KATLİAMI". Tecavüzler, işkenceler, yok olan hayatlar, dünya susarken Bosnalılar haykırıyordu ama kimse duymadı, duymak istemedi . O insanların suçu neydi? O coğrafyada doğmuş olmak mı? Müslüman olmak mı? Boşnak olmak mı? Yoksa Sırpların geçmişte ki kuyruk acısı mı?
Bu bir savaş değildi, silahsız halka saldırmak, bu bir soykırımdı. Sırpların vahşeti, kötü yüzü hayatları boyunca kara lekeleri.
Düşünsenize sevgi dolu bir aileniz, ünlü bir piyanist olma hayaliniz ve çok güzel bir aşkınız var ama kardeş gibi gördüğünüz arkadaşlarınız ,aynı kaptan yemek yediğiniz komşularınız bir anda vahşi bir düşmana dönüşüp eşinizi, çocuğunuzu, yaşamınızı, her şeyinizi elinizden alıp sizi karanlığa sürüklüyor çok acı değil mi? Peki bunlar şuan yaşanmıyor mu? Üzgünüm ama Doğu Türkistan’da hala var ve dünya yine buna sessiz kalıyor. Kendimden utanıyorum.