Osmanlıların askerlikte ve seferde bazı üstünlükleri kuşku götürmez.Bunların başında çok iyi düzenlenmiş lojistik gelir.Avusturya askerinin açlık ve hastalıktan kırıldığına tanık olan Montecuccoli, Osmanlıların lojistikte üstünlüğünü belirtmiştir.
Osmanlıların seferlerinde Avrupa ordularına bir üstünlüğü de, köprü inşası için iyi teşkilâtlanmış olmasıdır.Stratejik Ösek köprüsünün onarım ve korunması hatırlanmalıdır.Ağırlık nakliyatında binlerce deve, katır ayrı bir üstünlük sağlar (deve 250 kg taşır , katır onun yarısı kadar taşıyabilir). İkincisi , Osmanlıların hayranlık uyandıran manevi üstünlüğü, ölüm karşısında yılmayan fedakârlık ve cesaretidir. Asker gazâ ve şehâdetin öbür dünyada vaat ettiği ebedî saadete imân etmiştir.Başarıda alınan ganimet ise gazâ malıdır. Seferlerde peygamber sancağı, Sancak-i Şerîf ordunun kalbidir. Asker bir bozgunda onun etrafında toplanır.
Sayfa 351 - türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Onlardan biri ölünce , cesedi , kerekü ( kubbeli ve silindir Türk otağı ) içine yatırırlar. Ölenin erkek ve kadın akrabasının her biri , koyunlar ( veya koçlar) ile atlar öldürülüp , kurban olarak çadır önüne getirirler (bir Türkçe metinde, altın ve gümüş eşya , kokuluk , çından ağacı , yog yıpar denen ve törenlerde yakılan tütsü dalı olduğu
Gök, göksel cisimler ve atalar için yapılan ayinlerde davul çalınmaktaydı.Gök gürültüsü gibi ses çıkaran, en büyük davullar, gök ayinine ayrılmıştı.Ayinler sırasında bulutlar kararır ve yağmur yağarsa, gök tanrısı davete gelmiş sayılırdı. O zaman , elinde kalkan ve balta tutan hükümdar ile askeri okulda yetiştirilen genç alplar, gök tanrısını eğlendirmek için Çu sülalesinin kurucusu Wu'nun destanını temsilen dans etmekteydiler. Kadınlar ise çiçek serpiyordu. Gök ayininde hükümdar koç postu giyerdi.