Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Samet Kilinc

Kendini beğenmek öyle bir cehennem yılanıdır ki, insanın yüreğine sinsice süzülüp girer, onu zehirleyip gözünü kör eder, daha güzel bir hayata giden yoldan saptırır onu. Bu sürüngen, insanların öylesine içine işler ki, onu koparıp atmak kolay olmaz.
Reklam
Kralların şanlı egemenliği altında, adalet dediğimiz ya metelik etmeyen aşağılık bir şeydir ya da iki çeşit adalet vardır yeryüzünde: Biri yaya giden, yerlerde sürünen, sağa sola sapmasın diye birçok bağlarla sıkı sıkı bağlanan yoksul halka uygun zavallı bir adalet; öteki de canının istediğini yapanlara, yasalarla sınırlanmayanlara, yüksek mevkide olanlara uygun, pek şahane bir adalet.
Öldürmek hırsızlığı cezalandırmak için çok ağır, hırsızlığı önlemek içinse çok hafif bir cezadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
   Kralların danıştığı insanlara gelince: Bunların bir kısmı ağızlarını açmaz, çünkü söyleyecek sözleri yoktur, kendileri akıl danışmak durumundadır. Bir kısmınınsa akılları erer, işe yarayacaklarını da bilirler; ama her zaman gözde olan yetkilinin düşüncesini paylaşırlar, ortaya attığı budalalıkları alkışlarlar. Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın tuttuğu adamın desteğini kazanmaktır. Bir diğer kısmı da kendini beğenmiş kişilerdir, yalnız kendi düşüncelerine değer verir, kimseyi dinlemezler. Bunda da şaşılacak bir şey yok, çünkü doğa herkese kendi yarattığını sevip okşama içgüdüsü verir: Karga da, maymun da kendi yavrularına gülümser yalnız.
Krallar yalnız savaşı düşünürler, bense bu sanatları ne anlarım, ne de anlamak isterim. Yalnız barışa yararlı sanatlar kralların pek umurunda değildir. İş yeni ülkeler kazanmaya geldi mi, bütün yollar iyidir onlar icin: Din, iman, akıl dinlemezler; Ne günaha girmekten çekinirler, ne de kan dökmekten. Buna karşılık kazandıkları memleketlerin halkını iyi yönetmekle pek uğraşmazlar.
Reklam
Kolay kolay bulunmayan şey, doğrulukla, akıllıca düzenlenmiş bir toplumdur
Mezarsız ölünün kefeni göklerdir; her yerde Tanrı ya giden bir yol vardır.
En çok kaygı duyanlar soruyor bugün: "Nasil korunacak insan?" Soruyor Zerdüşt de ilk ve tek kişi olarak:" Nasıl aşılacak insan?" Benim gönlümde Üstinsan var; budur tek ilgilendiğim, insan değil,: Komşu değil, en yoksul, en kederli, en iyi değil.
... bir soğuktan, bir esintiden, anlık bir bakıştan, azdan doğar en iyisi mutluluğun
Sayfa 272Kitabı okudu
Kısır bir inancın, ağır bir aldanışın tuzağına düşme sakın. Kısır ve sıkı olan herşey doğru yoldan çıkarır seni.
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
Senin gibilerine bazen zindan bile mutluluk verir. Hapse atılmış suçluların nasıl uyuduklarını gördün mü hiç? Tıpkı bir bebek gibi uyur, kavuştukları güvenliğin tadını çıkarırlar.
Sayfa 269Kitabı okudu
Ah, ne yana yelken açtığını bilen bilir hangi rüzgarın kendisine yol vereceğini.
Sayfa 269Kitabı okudu
Erdem diye birşey varsa icimde, hiçbir yasaktan korkmamamdandir bu.
Sayfa 268Kitabı okudu
"O halde" diye araya girdi Zerdüşt, "Nihayet öğrendin doğru dürüst vermenin, almaktan daha zor olduğunu, hediye etmenin de sanat olduğunu, iyiliğin en son, en ince başyapit oldugunu."
Nefret edeceğiniz düşmanlarınız olmalı, hor göreceğiniz değil: Gurur duymalısınız düşmanlarınızla. Böyle öğretmiştim bir zamanlar size. Ey kardeşlerim! Daha değerli düşmana saklayacaksınız kendinizi: Işte bu yüzden pek çok düşmanın yanından geçip gitmelisiniz.
Sayfa 206Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.