Sayha

126 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Doğduğum andan bugüne kadar...
Evet, başlık bu çünkü Kaspar"ı okurken ilk sahnelerde ortada bir çocuk-bebek gördüm. Sağa sola çarptı, yürüyemedi, nesneleri anlayamadı, cümle kuramadı... Sonra yavaş yavaş büyükler-koro konuşmaya başladı. Bak şöyle yaparsan böyle olur, bu bu demek ve buna dokunulmaz, buna dokunulan sevilmez, herkes ne istiyorsa sen de onu istersin, "Her yeni pabuç başlangıçta vurur", "Her nesneden yeni bir şey öğrenirsin" gibi bir sürü cümlelerle konuşmaya başladılar. Oyunun geldiği son nokta beni çok garip hissettirdi. Çünkü o ilk Kasparla son Kaspar arasında öyle bir fark vardı ki... Ve baştaki Kaspar çocukluğuma benziyorken bu Kaspar bendim, karşı karşıyaydık. Hepimizin çocukken kendi kendine sorduğu sorular vardır. İşte "kaleme neden kalem diyoruz". Hatta şöyle: + Bu şey ne baba? - O şey ütü yavrum. + Ütü ne ki? - Ütü... Ütü kıyafetleri ütülememize - ah(!) KIRIŞIKLIKLARINI gidermemize yarayan alet. + Yaa peki babaannemin yüzüne tutsak ütüyü gençleşir mi babaaa? - Yok kızım ütü çok sıcak bir şeydir, babaannenin yüzü yanar. + Haa o zaman ütü, kıyafet düzelten kaloriferdir. Bu sonuca çıkışımız yani sonda çocuğun da "-dırlı, -dirli" bir cümle kurabilmesi olayı-işte kitaptaki geçişte tıpkı böyle. Bir çocuk yavaş yavaş dil ile beraber büyüyor. Kitabın sonunda şu soruları sordum kendime: Dil bize ne yapıyor? Dil mi bize hizmet ediyor biz mi dile köleyiz? Dil, özgürlük aracımız mı yoksa özgürlüğümüze olan en büyük kısıtlamayı dil mi ortaya çıkarıyor? Bu soruların sizdeki cevabını merak ediyorum, kaç farklı yanıt olacak acaba?
Kaspar
KasparPeter Handke · İmge Kitabevi · 201847 okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşam"ın An"ları
Yaşam'ın bazı anlarında karar vermek çok zor geliyor şu sıralar ve uzun zamandır da böyleydi bu - hâlâ da. Bu kitap bunları o kadar yüzüme vurdu ki: gerçekten hayat bir anlık yapacağımız şeylere bağlı olarak bize bir sürü farklı seçenek sunabilecek bir oyun. Asya öyküsü özellikle benim için bu bağlamda bir öykü oldu. Kitabı kapatıp
Faust-Asya
Faust-AsyaIvan Turgenyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022212 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kayıp Zamanın İzinde'ye geçmeden
Edebiyat ve sanat yazıları belirlediğim programa göre 'kayıp zamanın izinde'ye geçmeden önceki son kitabım. İlk kitap olan: Hazlar ve Günler'de yazarın kısa öykülerini okudum(ki bu bir nevi kayıp zamanın izinde'ye hazırlıktı). Bu kitapta ise Proust'un düşünceleri ile baş başa kaldım: Şairler, şairlerin ilhamı, sanatçı için
Edebiyat ve Sanat Yazıları
Edebiyat ve Sanat YazılarıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 2020134 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
ULUS BAKER VE MARCEL PROUST
Kitabın içeriğini oluşturan temalar: aşk, ölüm, yalnızlık, benlik, biz fark etmeden bizi etkileyen dış etkenler(deniz, içsel günbatımlarımız, yağmurlu havalar vs). Aslında bu bağlamda iki kişilik masamıza Çehov'u da dahil edebiliriz. Çehov da bizi etkileyen şeylerin, içselimizi oluşturan şeylerin fark etmememize rağmen dışsal bir etkiyle
Hazlar ve Günler
Hazlar ve GünlerMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20221,358 okunma
48 syf.
8/10 puan verdi
"İyi kalpli akrabalar ve doktorlar esrime ve ilhamlarını tedavi etmeye kalmadığı için Buddha, Muhammed ya da Shakespeare ne kadar da şanslıymış! " syf-35 Kendi içime dönüp: içindekilere isim koyamadığım ve esrimlerime, ilhamlarıma isim koyamadığım bir dönemden yazıyorum. Toplumun sizi aşağı çektiğini ve içinde bulunduğunuz ortamın sizi eskittiğini hissettiğiniz anlar vardır. (yoksa ne rahatsınız) Böyle anlarda ya sizin o sizi eskiten insanları etkileyip onları da yanınıza çekmeniz gerektiğini düşünür ve bunu görev edinirsiniz ya da o içinizdeki büyüklüğünü içinizde yenip sizi eskitenlere boyun eğersiniz. Bu konuda üstteki alıntının devamı çok şey söylüyor: "Muhammed sinirleri için potasyum bromür alsa ve günde iki saat çalışıp süt içse, bu muhteşem adamdan geriye köpeğinin bıraktığından fazlası kalmazdı." Kim olduğumuzu toplumun ve yakın çevremizin bize karşı sorularına verdiğimiz yanıtlar belirliyor. Boyun eğip 'evet" dediğimiz anda Kovrin hastalanıyor ve keşk beni iyileştirmeseydiniz diyor. Evet hastaydım ama en azından vasat değildim diyor. İçimdeki Kovrin'i yenip bir şeyler araştırmak yerine tüm gün diziler izleyip, oyunlar oynamayı bile düşünmüştüm bugün. Düşünmeyi kenara bırakarak yaptığım her eylem sanki beni iyileştirecek gibi gelmişti. Oysa "o hayat, benim öz ülkem."
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20227bin okunma
Reklam