Öyle bir aşk derdi çekmişim, öyle bir ayrılık zehri tatmışım ki, sorma!
Alemi gezip dolanmış, sonunda öyle bir dilber seçmiştim ki... sorma ve dudaklarımla duyduğum sözleri!
Niye bana bakıp söyleme diye dudağını ısırıyorsun? Ben öyle bir lal dudak ısırmışım ki, sorma!
Sensiz yoksulluk kulübemde öyle eziyetler çektim ki, sorma!
Sorma, Hafız gibi aşk yolunda gurbete düşüp ne makama eriştiğimizi!
Sayfa 289