Eğer aynı nesneye ilişkin doğal ve dilsel gerçeklikler özdeş olabilselerdi, herhangi bir dilsel sorundan söz etmeye pek gerek kalmayacaktı, hatta bilgi sorunu kalmayacaktı çünkü bilgi konusunu olduğu gibi verecekti.
İnsan bilgilenmesinde sonsuzlukla karşı karşıya bulunan varlıktır. Neyi bilebiliriz? Her şeyi bilmeye açığız: Doğrudan ve birebir bir ilgisi olmayan her şeyin bilgisi İnsan'ın yaşama alanı içinde yer almaktadır.
Belirsizlik ve uyumsuzluk dışımızda olan değil, İnsan'ın yapılanışı gereğidir, dolayısıyla İnsan bunu aşamaz. Hiçbir İnsan İnsan olmak olanağını ortadan kaldırma gücüne sahip değildir.
Hemen her kültürde yer alan kendini bilmek, sahip olunan olanakların ne ve nice olduğunu bilmektir. Bu bakımdan bizde var olan her olanağın, yani kendimize özgü oluşun ya da kendi-İnsan-olanağımızın veya içimizdeki İnsan'ın bilgisine ulaşmak gerekmektedir.
İnsan yaşama sorunuyla doğan tek canlıdır. Belirsizlik, uyumsuzluk, bilgi, hepsi bu sorunu oluştururlar. Yaşama sorunu, İnsan olma sorunudur. İnsan dışında hiçbir canlı olmak üzere doğmaz.
... birey olarak, tek olarak, ben olarak özgür olunur; biz olarak ya da toplumca özgürlük olası değildir. Özgürlük bireyin özgün yaşamasına dayanmaktadır.
Yaşamasının amacını soran, yaşamasından sorumlu olur. Ancak kendi yaşamasının sorumluluğunu üstlenen onun sahibi olabilir. Böylece İnsan iki yaşama ortamı ile somutlaşır: Varlığının doğaya bağlı mekanik yanı ile varlık yapısı gereği özgür yaşama.
...tarihi görünür kılan tarihsel olay çok yönlü nedensellikle devinerek tarihsel gerçekliği ortaya çıkarmaktadır. Tarih çalışmalarının amacı, bu tarihsel gerçekliği kavrayıp anlaşılır kılmaktır.