Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Akbaba

Beyza Akbaba
@Sepriana
Sıkı Okur
Eş, anne, evlat, öğretmen. Okur, yazar, altını çizer; hayatı yollarda geçer.
Sabitlenmiş gönderi
Çok iyi anladım anlamını bazı yalnızlıkların. Bir kere herkes aynı sevmiyor, sevemiyor. Kimi kırıp döküp seviyor, yaralıyor, kanatıyor, acıtıyor. Kimi incecik seviyor, hissettirmeden, göstermeden, içten içe bir sızı gibi. Kimi severken kendini kaybediyor, kimi kendini buluyor. Bazıları severken yıkıp geçiyor, bazıları tüm kırıkları toplayıp da seviyor. Şimdi sorsan herkes sever ama işte herkes aynı sevmez, sevemez.
Reklam
Bazı insanlar yaygın kızgınlık tepkilerini, her şeye karşı çıkma ya da insanları sürekli karşılarına alma biçiminde yaşarlar. Bu insanlar genellikle özerk olmayı yanlış yorumlamış kişilerdir. Örneğin bir diğer insanın görüşünü kabul etmek onlar için benliklerini yitirme anlamına gelir ve mutlaka karşıt görüş geliştirip tartışma ortamı yaratarak yok olma kaygılarından kurtulmaya çalışırlar. Çoğu kez ortaya attıkları karşıt görüşe gerçekten inanıp inanmadıkları da pek önemli değildir.
Kimi insan sürekli olarak diğer insanları "iğneleyerek" kızgınlık boşaltır. Bu, mizah,şaka,sitem, kinaye vb. dolaylı yollarla olduğu gibi, bazen de doğrudan ve acıtmak istercesine söylenen sözlerle gerçekleştirilir. Böyle durumlarda kişi sık sık ama küçük oranlarda gerilim boşaltmakta olduğundan, davranışlarının diğer insanlar üzerinde oluşturduğu etkiyi anlayamayabilir. Hatta onlardan gelen karşıt tepkileri bazen şaşkınlıkla karşılar, bazen de kendisine yönelik düşmanca davranışlar olarak değerlendirir ve bu tür davranışlara kendisinin neden olduğunu göremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... insanlar vardır, sürekli başkalarının sevgisini ve onayını kazanmaya çalışır ve bunu yaparken de kişiliklerinden ödün verirler. İnsanlar vardır, diğer insanları sürekli karşılarına alır ve dünyaya karşı sonu gelmeyen bir öfke yaşarlar. Ya da insanlar vardır, başkalarıyla aralarına görünmez bir engel koyar, onlarla yakın duygusal ilişkiler kuramazlar. Süreklilik gösteren bu üç tür tutumun her birinin gerisinde korku ve kızgınlık duyguları bulunur.
Bazen birbirini yeni tanıyan iki insan reddedilme kaygıları sonucu birbirlerine yaklaşamazlar; her biri diğerinin kendisinin kabul etmeyeceğini düşünür ve aslında gelişebilecek bir ilişki bu nedenle başlatılamaz. O reddetmeden ben reddedeyim kaygısı sonucu yalnız kalan insanların sayısı o kadar çoktur ki!..
Reklam
Bir duyguyu "nasıl" yaşamakta olduğumuzu fark edebilmek, onun geçmişe dönük "nedenleri"ni açıklayabilmiş olmaktan çok daha büyük önem taşır.
Kendisine değer vermeyen insan, başkalarının duygusal ihtiyaçlarını da algılayamaz.
Tutucu kişi, yapmak istediği ama yaparsa suçlanacağı davranışları başkalarında gördüğünde onları eleştirerek ya da engelleyerek kendi isteklerini ketlemeye çalışır.
Önce ikinci sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanmaya ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar. O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucunda ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
"Pamuk Prenses" ve "Külkedisi" gibi dünyaca bilinen bazı çocuk öykülerinde, çocuklara haksızlık yapanların cezalandırıldığı ve yazgının her zaman çocuktan yana olduğu işlenir. Batı kültüründen kaynaklanan öykülerde annelere pek ilişilmez ve genellikle üvey anne, kötü ana simgesi yerine kullanılır. Diğer bazı kültürlerde ise bu konu dolaylı olarak işlenir. Ama aslında gerçek, öykülere benzemez. Çağlar boyunca ve çeşitli uygarlıklarda dünyaya gelişleri hoş karşılanmamış çocukların sayısı oldukça kabarıktır. Eski Isparta uygarlıklarında cılız ve sakat çocukların yaşamasına izin verilmezdi. Çinliler iki cins arasındaki dengeyi korumak için bazen yeni doğmuş kız çocuklarını açıkta bırakarak ölüme terk ederdi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, doğan ikizlerden birini öldürme geleneği uzun süre korunmuştur.
Reklam
Beyza Akbaba

Beyza Akbaba

, bir kitabı okumaya başladı
Akşam Güneşi
Akşam GüneşiReşat Nuri Güntekin
8.3/10 · 3.691 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Bazı Yaralar Yararlıdır
Bazı Yaralar YararlıdırSelen Baranoğlu
9.5/10 · 9 okunma
Günümüzde insan olmak, ekseriyetle toplumsal durumlara hassasiyet göstermekle eş tutulmaya başladığı için, biz de insanlığımızı çok daha ulvi amaçlar için sandıklarda bekletiyoruz gerektiğinde sosyal medyada gösterilmek üzere.
Sayfa 158Kitabı okudu
Her aşkta seven ve sevilen barınsa da, aşk tek kişiliktir. İçinde filizlenir,büyür,evrilir,dönüşür ve biter zamanı gelince. Karşındakinin bundan haberi bile olmayabilir.
Sayfa 141Kitabı okudu
Sözcükler olmadığında zihindeki tüm cevaplar soyut bir askıda asılı duruyordu; var ama yok gibi, orada ama boş gibi. O yüzden dışarıdan bakıldığında çoktan çemberin dışında gözükmeme rağmen kendimi hâlâ o çemberin tam ortasında görüyordum, havada asılı bir şekilde boşlukta sallanarak. Oysaki o çemberin dışına gerçekten çıkabilmek için tüm hazırlıklarım tamamdı. Yanıma alacaklarımı kararlaştırmıştım, içimi temizlemiş ve kendime yeni boş alanlar yaratmıştım ama olmadı işte. Çünkü geride bırakacaklarımı kabullenip kabullenmediğimi bilmiyordum. Sessizdim. Sözcüksüzdüm. Kendime yeniktim.
493 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.