Sıcağın kendini soğuklara yavaş yavaş teslim ettiği bir eylül günüydü. C caddesinde hızlı hızlı bozulan makinanın tamiri için tamirci arıyordum. Birden karşıma bi kadın belirledi ve “iki dakikanızı rica edebilir miyim?” diye heyecanla bana doğru geldi. Anketör diye düşündüm Acelem var desemde gayri ihtiyari dönüp baktım. Bakmamla Yüzünde yılların verdiği yorgunluk acı dolu günler belli oluyordu. Teni bağırıyordu resmen ben artık çok yıprandım yoruldum. Bunları düşünürken kırmızı mı pembemi tam seçemediğim rujlu dudaklarından “destek için dedi anket yapmıyorum. 5, 10, 20 ne olursa” sözcükleri döküldü. Tam o sırada cüzdanımda tek kuruş kalmadığı aklıma geldi. Çünkü hemen öncesinde yengemi apartopar otogarda yolcu ederken cebimdeki tüm parayı yengeme vermiştim. Hiç müsait değilim dedim ve o tekrar “5, 10, 20 ne olursa” dedi. “İlerde bankamatik var çekip geleceğim gerçekten hiç müsait değilim “dedim. Onan mahçup tatlı bir yorgunluğu olan yüz birden kızmış üzülmüş bir yüze döndü. İçim burkuldu öylece bakarak uzaklaştım. Bankamatiğe uğradım dönünce konuşacaktım. O yüz hatlarının her birinin hikayesini merak ediyordum çünkü. Döndüğümde ise göz gezdirdim yoktu. Caddeyi boylu boyunca gittim geldim yoktu. 1 defa 2 defa belki 10 defa gidip geldim yoktu. En son M caddesine gittim ordada yoktu. Aklımdan hep geçirdim “bu anketör kadın nereye gitti?” Evet o benim için anketör kadındı hala.