Olaylar cumhuriyetin ilan edilmesinin akabinde resmediliyor. İnce memed serisi toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiyi en iyi anlatan serilerden birisi bence. Para ve toprak sahipleri köylüleri nasıl eziyor, adalet sistemini kendi lehlerine nasıl işletiyorlar, devlet kademesindeki her bir memur bu toprak sahiplerinin ağızlarının içine nasıl bakıyorlar hepsi tek tek betimlenmiş. Yasama yürütme ve yargının daima güçlünün yanında olduğunu, sosyal ve halkçı devlet sisteminin nasıl çöktüğünü, parası yoksa bir köylünün ölüp bittiğinin bir nişanesi gibi yüzümüze çarpıyor. Kölelik sisteminden hallice bir durumun yaşandığını görüyoruz. Bir toprak sahibi köylülerden işine yarayanı yanına alırsa o köylünün karnı doyuyor. Geri kalanlar yarı aç yarı tok yamalı elbiselerle günlerini geçirmeye çalışıyorlar. Devletin bütün aygıtları ve uzantılarındaki memurlar (asker, hakim, kaymakam vs.) toprak sahiplerini korumayı seçerek kendilerine güç dengesinin içinde yer edinmeye çalışıyorlar. Toprak sahipleri ile devlet yetkilileri birbirlerinin işlerini daima bir öncelik çabası içinde gördürüyorlar. Halk veya köylü onlar için lazım olduğunda kullanılacak işi bittiğinde bir kenara atılacak köleden başka birşey değil. Kesinlikle okunması gereken bir Türk Klasiği.