Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Serkan Erdoğan

Serkan Erdoğan
@Serkisyo
Ateist
Öğrenci
Üniversite
İstanbul
Siirt
3 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
Reklam
“…ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizdeki şeytan, pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizdeki şeytan yok… İçimizde aciz var, tembellik var, iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey, hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyatı var. Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle, kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz!”
Yapı Kredi Yayınları
“Kendinizi başkasına anlatmayın.. Sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur. Sevmeyen de inanmayacaktır zaten… Onun hayatında bir seçeneksen, Onun senin bir önceliğin olmasına izin verme. İlişkiler en iyi dengeli olduğunda yürür… Uyandığında iki seçeneğin var… Tekrar uyuyup bir rüya görmek, ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak… Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız… Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz… Garip ama gerçek… Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil… Mutluyken söz, üzgünsen cevap, öfkeliysen karar verme… Zaman nehir gibidir… Aynı suda iki kez yıkanılmaz… An’ı yaşa, geçen su bir daha gelmez… Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın… Hep zamanının olmadığnı söylersen, hiç zamanın olamaz… Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez…“ - Herakleitos - Fragmanlar

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Güneş çoktan battı,” dedi sonunda; “çayır ıslak, ormandan geliyor serinlik. Yabancı biri var etrafımda ve düşünceli düşünceli bakıyor bana. Ne? Yaşıyor musun hâlâ, Zerdüşt? Neden? Niçin? Neyle? Nereye? Nerede? Nasıl? Budalalık değil mi hâlâ yaşıyor olmak? – Ah, dostlarım, akşamdır bana bunları sorduran. Bağışlayın hüznümü!" F. W. Nietzsche / Böyle Buyurdu Zerdüşt
"...Raskolnikov uzaklaşırken düşünüyordu: “Nerede okumuştum… Ölüm cezasına çarptırılmış biri sehpaya çıkmadan bir saat önce söyle söylüyor ya da düşünüyordu. -Yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde ancak iki ayağımı koyabileceğim kadar daracık bir yerde yaşayacak olsaydım, dört bir yanım uçurumlarla, okyanuslarla çevrili olsaydı, fırtınalar, zifiri karanlık olsaydı her yanım, kimsecikler olmasaydı yanımda, o daracık yerde öylece bir ömür, binlerce yıl, sonsuza dek yasamak isterdim! Yaşayabilsem, yalnızca yaşayabilsem, yaşayabilsem! Nasıl olursa olsun, yaşasam! Ne yaman bir gerçek! Tanrım, ne yüce bir gerçek bu! Ne alçak bir yaratık şu insanoğlu..."
Reklam