Canım,
Birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmek lazım.
His boşluğu ve iç burkulması diye bir şey varmış.
Çok sevince anladım.
Hayat, o evde yerin yok diyor, yerini bil.
Evdeki ve sokaktaki tüm savaşları kaybettiğim yerdeyim.
Hâlâ güzel olduğunu bilmeden, güzel duranı seviyorum
Ellerini takip ediyorum, hâlâ.
Elin ısısıyla kalbin ısısı
Toplum. Bu kavramı az da olsa kavrayabilmeye başladığımı hissediyordum. Bu, bir bireyle diğeri arasında, spesifik bir anda gerçekleşen bir mücadeleydi ve tek yapman gereken o anda kazanmaktı. Hiç kimse bir başkasını tamamen fethedemez ve bir köle bile bir kölenin hakir karşılık verişinin altından kalkar, bu yüzden yapabileceğimiz tek şey, o anda ve orada, tek bir zar atışıyla her şey üstüne bahse girmek; ya hep ya hiç bahsi. Hayatı sürdürebilmek için başka bir yol yok. İnsanlar onur ve sadakate övgüler yağdırır ancak insan çabasının yegâne odak noktası bireydir. Bireyin ötesinde de başka birey vardır. Toplumun esrarengizliği; okyanus olan toplum değil, bireydir. Bir şekilde o seraptan , dünyanın o uçsuz bucaksız okyanusundan duyduğum korkudan bir nebze kurtulmuştum. Artık tüm meselelere karşı aynı daimi yargıyı sergilemeye kendimi mecbur hissetmiyordum, bunun yerine duruma göre ve ânın gerektirdiği şekilde başkalarına bir dereceye kadar umursamazca davranıyordum.
Ben Tanrı'dan bile korkardım. Tanrı'nın sevgisine değil, gazabına inanırdım. İnanç. Bu yalnızca Tanrı'nın kırbacını yemek üzere mahkemeye çıkıyormuşum gibi bir histi. Cehennemin varlığına inansam da cennet benim için yoktu.
İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu.
O genç yaşımda, hizmetçilerden ve uşaklardan hüzünlü şeyler dinleyip bozulmuştum bile. Bir çocuğa böyle şeyler yapmanın, insanların işlediği suçlar arasında en alçakça olanlarından biri olduğunu düşünüyorum.
İnsanlara karşı her zaman korku dolu bir ürperme hissettiğim ve insan gibi konuşma, insan gibi davranma yeteneğime hiçbir şekilde güvenmediğim için tüm korku ve endişelerimi toplayıp göğsümün derinliklerinde bir kutuya sakladım. Melankolimi ve öfkemi gizlemek için büyük çaba sarf ettim ve bunun yerine kendimi masum bir neşe havası geliştirmeye adadım.