Hangi kudretten aldın bu yaman gücü, söyle,
Gönlümü nasıl köle ettin bunca kusura?
Ne yaptın ki yadsırım neyi görsem gözümle,
“Andolsun,” derim “güneş bürümez günü nura.”
Ne hünerdir kötüyü iyiye çevirmeği
Başarmak. Yaptığından arta kalan süprüntün
Bile kanıtlıyor bu ustaca yeteneği:
En kötü işin, nice iyi işlerden üstün.
Sana sevgime sevgi katmağı öğreten kim?
Görüp işittiklerim nefret gerektirirken?
Başka herkes tiksindi, ama ben seni sevdim;
Sen onlar gibi olma, sakın iğrenme benden.Bende aşk yarattıysa senin değersizliğin,
Benim daha çok hakkım olmuş demektir sevgin...
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin
Yitirmiş öpücükleri
Payı yok
Apansız inen akşamdan
Bir kadeh, bir cıgara
Dalıp gidene
Seni
Anlatabilsem seni
Yokluğun cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum
Kapama gözlerini..
uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum”