Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şenay Beşer

Şenay Beşer
@Snybsr
51 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
187 syf.
·
Puan vermedi
KENDİNE İHANET Kadın ve erkekte özerklik korkusu Başlığı görünce o ben olamam diyorsunuz değil mi? İnsan hiç özerk olmaktan korkar mı diye düşünüyor da olabilirsiniz. Eğer öyle düşünüyorsanız; en zavallı, en muhtaç, en çaresiz, en bağımlı yanlarınızı biliyor olmalısınız. Ve hatta dışınızdaki dünya ile içinizdeki dünyanın birbirine uymadığını da biliyorsunuzdur. Bunun bir uyumsuzluk olmadığını kendiliğinize açılan bir kapı olduğunuda... Çünkü siz zor olanı seçtiniz ve içinizdeki dünyanız dışınızdaki dünyaya itaat etmedi. Siz kendinize ihanet etmediniz. Böyle olmalı... Eğer böyle değilse bence o zaman bu kitabı okumalı ve özerklikten nasıl korktuğunuzu, hatta çevrenizde özerk olabilenlere neden zorlamalar yaptığınızı bir ölçüde çözümleyebilirsiniz. Biraz tersten bir anlatım oldu galiba... :)) Bu arada kitabı okurken neredeyse tüm cümlelerin altını çizmişim. Bence kitap baştan sona alıntılık ama ben birini bırakıyorum... "En iyi uyum sağlayanlar aynı zamanda kendi duygularına en uzak olanlardır. Bu çelişkili yöntemle başarı, bastırılmış bir duygu dünyasını örtbas etmektedir.“Sevgilerine” bağımlı olduğumuz insanların isteklerine taviz vermeyi çok küçük yaşlarda öğrendik. Üzerinde fazla kafa dahi yormadan, özgür olmayı itaatsizlikle eş tutmayı öğrendik. Bunun sonucu olarak özgürlüğü korku ve endişe duygularıyla beraber hissetmekteyiz..."
Kendine İhanet
Kendine İhanetArno Gruen · Çitlembik Yayınevi · 2020263 okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
Normalliğin Deliliği
Normalliğin DeliliğiArno Gruen
8.5/10 · 308 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
256 syf.
·
Puan vermedi
"Sizin istediğiniz gibi davrandığımda, ‘bana ulaşamazsınız..” Normalliğin Deliliği/ Arno Gruen Toplumun sizden istediği gibi itaat etmiyor ve sizden beklenilen gibi davranmıyorsanız, özgürce yaşıyorsanız normal değilsiniz. Hatta öfke ve saldırılara maruz kalmanız kaçınılmaz bir durum. Kısaca çözüm, itaat et rahat et... Psikanalizci Arno Gruen, çocuklukta ebeveynler ile başlayan bu sürecin toplumun diğer fertleri ile devamını anlattığı "Normalliğin Deliliği" kitabında, insanın normal olmak adı altındaki deliliğine inanılmaz örnek ve hikayeler eklemiş... Kendimize ihanet mi ediyoruz, yoksa ettiriliyormuyuz? Eğer toplumda kabul gören biri olmak istiyorsak, diğerlerinin istediği gibi yaşamalı ve davranmalıyız. Kendiliğimizin üzerine kocaman bir kapı kapatıp kilitledikden sonra anahtarını da yutmalıyız..:))) sonra da özgürlük için boş beleş savaşlara girmeliyiz. Ne büyük bir çelişki... sanırım bunlar çok tanıdık geliyordur hepimize... insanın kendi olamadığı hiçbir yerde özgürlük yoktur demek istiyorum... hatta bir de çığlık atmak istiyorum. Nietzsche Zerdüşt'te şöyle diyordu: ''Halkın, köpeklerin kurttan nefret etmeleri gibi nefret ettiği kimseye gelince, o özgür tindir, zincirlerin düşmanıdır, tapmayandır, ormanlarda yaşayandır.'' Sanırım Nietzsche'nin bu sözleri üzerine başka bir söz söylemeye gerek yok...
Normalliğin Deliliği
Normalliğin DeliliğiArno Gruen · Çitlembik Yayınevi · 2020308 okunma
142 syf.
·
Puan vermedi
Almanya doğumlu İsviçreli psikolog ve psikanalist Arno Gruen'den muhteşem bir kitap daha... Şiddetin, despotluğun ve terörün insan ruhundan nasıl filizlenip çıktığını bilimsel araştırmalara dayanarak anlatmış. Bu kitabı okurken; ebeveynlerin ve toplumun bizzat kendisinin yarattığı bu zararlıların aslında kendilikleri susturulmuş, bastırılmış
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve TerörArno Gruen · Çitlembik · 201078 okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
"Ve sonunda kazananlar, sonuna kadar dayananlar, umudunu kaybetmeyenler oldu. Klara ile Güneş ☆Kazuo Ishiguro Galiba kitap okumanın en güzel yanı, kendi duygu ve düşüncelerimiz ile ilişkilendirmemiz olsa gerek. Nobel ödüllü yazar Kazuo Ishiguro' nun bu kitabında gücünü Güneşten alan Klara isimli bir yapay zeka ile genetiği değiştirilmiş hasta bir çocuk olan Josie'nin duygu dolu arkadaşlığını okuyorsunuz. Gelişen demeyeceğim, "değişen" dünyada teknolojinin bize getirdiklerine ve getirecek olduklarına dayanarak kurgulanmış, yakın gelecekte geçen distopik bir roman diyebilirim. Ishiguro, kitabını gerçekçi bir zemine oturtsada umuda doğru masalsı bir yolculuk yapmış. Ben sevdim. Fedakarlık, sevgi ve umuda dair bir şeyler okumak isteyenlere tavsiye ederim. Anlatıcısı bir yapay zeka olan kitaptan en beğendiğim alıntıları da şuraya bırakayım... "...bunun sırf Josie'ye özgü bir karakter özelliği olmadığını, insanların çoğu zaman gelip geçenlere karakterlerinin bir yönünü - tıpkı bir mağazanın vitrininde sergiler gibi- sergilemek için hazırlama ihtiyacı duyduklarını ama böyle bir sergilemenin o an geçtikten sonra pek ciddiye alınmayabileceğini de anlamaya başlamıştım." "Nasıl da tahammül ediyoruz? İnsanı yanlış yönüyle gösteren bütün o aynalara..."
Klara ile Güneş
Klara ile GüneşKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20211,484 okunma
"İnsan ızdırabının böylesine çok olması ne pahasına olursa olsun bu benliğin psikolojik olarak savunulması gerekliliğinden kaynaklanır. Bizler, kendimizi dünya üzerinde bağımsız, soyutlanmış şekilde hareket eden birimler olarak gördüğümüz bir tuzağa düşmüşüzdür. Ancak bu benlik bir yanılsamadır. Siz ağaçlar arasında salınırken veya bir çitadan kaçarken veya vergilerinizi denkleştirmeye çalışırken FAYDALI bir yanılsama olabilir. Ancak sistemler seviyesinde, buna ilişkin bir hakikat yokdur. Siz çok sayıda daha doğru bakış açıları edinebilirsiniz: biz bir genler sürsüyüz, DNA'ları aktaran araçlarız; biz yalnız olarak varlığını sürdüremeyen sosyal yaratıkları; biz hiçbir yerin ortasında yüzen bu gezegen üzerinde birbirine bağlanmış olan bir ekosistemdeki organizmalarız. Nereye baksanız, birbirine karşılıklı bağlılığın gerçekten hayret uyandırıcı olduğu seviyeyi görürsünüz ve yine de biz kendimizi bireysel birimler olarak düşünme konusunda ısrar ederiz." Albert Einstein modern insanın ayrı olma duyusunu "kendi bilincinin bir tür optik yanılsaması" diye adlandırmıştır."
Sayfa 407 - salon yayınlarıKitabı okudu
"Pisikedelik maddeleri geçici olarak karların düzleşmesi olarak düşünün. Derinlemesine aşınmış yollar gözden kaybolur ve birdenbire kızak, yeni araziler keşfederek ve kelimenin gerçek anlamında yeni yollar yaratarak, başka yönlere gidebili." Kar en taze halinde olduğu zaman, zihnin en kolay etkilenir haldedir ve en küçük bir dürtme -bu İster bir şarkıdan, ister bir niyetten, isterse bir terapistin önerisinden gelmiş olsun- onun gelecek gidişatını güçlü bir şekilde etkileyebilir.
Sayfa 427 - salon yayınlarıKitabı okudu
psikedelik maddelerin(hapların) gücü
Bir hap içinde huşu. Takıntılı bir bağımlılık için, "kendilerinden daha büyük ve görkemli bir şeyin bir parçası olduğunu, başka insanlara yeniden bağlantılı olduğunu hissetmek mutluluk verici olabilir" -bu, bağımlılığı kayda değer ölçüde aşındıran sosyal ve aile ilişkilerinin bir dokumasıdır. "Çok sık olarak onlar yalnızca kendilerine değil, aynı zamanda sevdiklerine zarar verdiklerini anlamı noktasına gelirler. Değişmek için motivasyonun geldiği yer burasıdır- daha büyük bir şeyin varlığı içindeki küçük bir benlik olma pozitif duygusunun yanı sıra yenilenmiş bir bağlantı ve sorumluluk duygusu."
Sayfa 415 - salon yayınlarıKitabı okudu
...-bir tiryakinin kendisini öksüren bir hilkat garibesi görmesi şeklinde kendimizin düşünceleri gibi- düşüncelerimizi görselleştirebildiğimiz zaman bu düşünceler ilave ağırlık olarak bizim için daha gerçek hissettirir. Görmek inanmaktır. Belki de pisikedelik maddelerin yaptığı şeylerden biri budur: beynin bizim düşüncelerimizi görselleştirmesini engelleyerek rahatlatılması, böylece daha güven verici, daha fazla akılda kalıcı ve daha yapışkan olmalarını sağlar.
Sayfa 406 - salon yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizler kendimizi dünya üzerinde bağımsız, soyutlanmış şekilde hareket eden birimler olarak gördüğümüz bir tuzağa düşmüşüzdür..
salon yayınlarıKitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
Varlık Bilim
Çetin Balanuye yeni bir ontolojiye (varlıkbilim) kapı aralarken, şu soruları soruyor; Biz neye ”var” deriz? Bir de -biz diyelim ya da demeyelim- “ne” vardır? Sanırım en önemli kısmı burası -biz diyelim ya da demeyelim- “ne” vardır? İnsanı merkez alan epistemolojinin (bilgibilim) gölgesinde kalmış ontolojiye Spinozacı bir felsefe ile "her şey gücü yettiğince var kalmak için çabalar" sözünde ki güç ve varolmaktan yola çıkarak şu açıklamaları yapıyor. "Her ne “var” ise “gerçektir” ve “güç ifade eder” ya da “güç ifade eden” her ne ise o “var”dır ve “gerçektir... "Her bir şey ancak başka şeyleri etkileyip o şeyleri buna—kendi varoluşuna— ikna ettiği ölçüde vardır, bu sürdükçe var kalır ve gücünün yetmediği yerde de var olmaktan çıkar." Yani kısacası biz var desek de demesek de gücü ve etkisi olan "var" ve olanı olmakta olan açıklıyor. Harikalık bir kitap daha... "Vardığımız yer, henüz başlayacağımız yerdir..."
Naturans
NaturansÇetin Balanuye · Ayrıntı Yayınları · 202051 okunma
494 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.