D. H. Lawrence bendeki basım 1985 tir. Kardeşler basımevi. İstanbul. Kapak:Erdal Yavi. Çeviren : Yekta Ataman Düşün Yayınevi Önsözü bir hayli uzun ancak mektuplar bir o kadar anlamlı. Başlayalım bakalım.
Hızlı hızlı yürüyormuş gibi, dumandan etkilenmişte befes almakta zorlanıyormuşum gibi.. Birine bşr kitabı önermek zevklerinizi göstermek gibi.her insan beğenirse okunsun.
Bana hediye edin bu kitabııııı.... İlk fırsatta okumam lazım. Tarih, okudukça içinde kaybolduğum bir diyar. Yazarların taraflı yönlerine bakmadan okunabilecek tim tarih kitaplarını okumak dileğiyle.
Okuyamıyor muyum anlamıyorum. Hikaye sanki yavaş gibi ama zamanı hızlı almış gibi.
Ya kafam dolu ya da ben seçiyorum. Ama biriteceğim. Dilerim o hüzünlü yakalarım
İşte, akıp gittiğin sayfalar.. Sorular, cevaplar, gerçeklik içinde yazılmış ve sürdürülebilen bir anlatım. 1965basım bir romanın bir sayfasının bile gereksiz sözcüklerle kullanılıp, devasa bir anlatım Iş gibi yapılmadığı, sade, açık ve akan bir roman. Romanın sonunda konusundan bahsedeceğim
Hıfzı topuz.. Tarihin o derinliklerinde yaşanmış olan bütün gizemleri, açıkları, yanlış ve doğruları, haklıları ve haksızlıkları taraf tutmadan yada belli bir tarafa doğru olmasada kendi tatafsızlığıyla anlatan, ender bir yazar... Romanın sonunda görüşelim olur mu.
Şimdi, bir cinayet ve sevdiği kadının ölümüne şahit olan bir adam. Tarih okumayı neden sevdiğini anlamamış ama sevdireni anlamış ve 21 yıl onsuz kaldığında da onu beklemiş bir kahraman.. Sonuna gelince katiliyle birlikte incelemeye ek yapacağım. Serüvene katıldım, katile gidiyorum.
Akıcı, hayatın içinden ve doğal. Kelimeler, cümleler, sıfatlar, hitaplar sanki okuyanın ağzından cıkıyor.
Şive, ağız ne derseniz içinde mevcut.
Konusu nedir, neyi anlatıyor içinde fark edemeyebiliyorsunuz ama akıcılık içinde sayfalar hızla geçiyor.
Lüzumsuz AdamSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20137,8bin okunma
Nevzat, neredesin? Selim sana benziyor.. Ee cinayetler de olunca.. Ama kitabı bitirdiğimde aradaki farkı anlatabileceğim.. Nihat ve Kenan, yine çıkmaz sokak gibi arkadaşlıklar..
Katil o kadar ustaki, sikkeleri sıraya göre yerleştirip, mekanı seçiyor. Ok işareti ile tarihe gönderme yapıyor. İstanbulda yitip giden o kadar tarihi yapı var ki bunu bilseniz çok üzülürsünüz. Fatih'in emaneti İstanbul, kime yarenlik etmemiş ki? Üzerine sayısız roman yazılır, yazılmalı..
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,3bin okunma
Kendimi o'nda yok ettiğimden beri, ölmeden evvel öleli, başlangıçsız ve sonsuzum. ne pejmürdeyim, ne gariban. ne kimselere muhtacım, ne kimseye buyuran...
Aşk, nefes gibi gerekli, yoksa ölüden farkın yok..
Rumi, görmek nasip değilmiş.. Duymak, anlamak.. Sevgilini kaybedersin de bir gram gözyaşı dökmez mi insan?
İnsanı ruhiyetinden sıyırıp aslına çeviren bu romanın, yaşanmış olduğu gerçeği yakmıyor mu kimseyi?
Konya'ya yolum düşerse buluşuruz, bekleRumi..
Psikolojimi bozmadı mı evet, bozdu. Ama dağarcığım genişledi, hem dil hem ufuk.. Daha ileri görüşlü insanlar olmalı, daha aydın, insancıl.. Köhne bir oda gibi olmamalı insanlar, romanda geçer ancak deyip gerçekte daha ağır düşünceyle yaşayanlar var..
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,4bin okunma
Nazım a yoldaş, Piraye ye kardeş Kemal Tahir.. o soğuk avlu da dert ortağı. Nazım'ın çilesi biter mi? Daha yeni yazdığı, yazmaya çalıştığı, yazdığını düşündüğü kitapları incelerken nazım, Piraye onlara yakacağız odundan pay ederek harçlık gönderirdi...
muhteşem.insanın aşka hürmeti artar. şimdiki sevgiler yere atsan su tutmaz. ama ahmet arıf nasıl anlatmıs bı okuyun derim.okuyun ki sevgıye hurmetı gorun şahit olun.
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
