Zeynep Demir Kahraman ile evli, bir oğlan babası , tabiatsever, hayvansever, İstanbulsever, köysever,seyahatsever, sanatsever, şiirsever, kalem ile yolculuk yapmayı seven, ümitvar bir ilim talebesi...
Lisans,Hacettepe İİBF,Maliye(mezun) - Anadolu Üni. Açıköğretim Fak. Sosyoloji Bölümü (devam)
İşgal; sınırların, kişinin rızası olmadan ele geçirilmesidir. Çocuklarımızı işgal ettiğimizi onlar adına karar verdiğimizde anlarız. Yemek yemek istemeyen çocuğa, yemesi konusunda ısrarcı oluyorsak, yere düşen çocuğu, daha o acısını yaşamadan hemen kaldırıp korumaya alıyorsak, giyeceği her kıyafete biz karar veriyorsak, çocuğu kendi yatağında değil de yanımızda yatırıyorsak, tuvaletini yaparken nasıl olsa çocuk deyip izinsiz tuvalete dalıyorsak, çocuğun verdiği kararlarda alacağı sorumluluğu biz alıyorsak, çocuğun ödevinden bahsederken ödevimizi yaptık diyerek onun ödevini dahi sahipleniyorsak, çocuğun babasına yer yer babamız diye hitap edip çocuğun baba hakkına bile ortak oluyorsak, ağzına kaşıkla yemeği biz tutuyorsak, buna işgal denmektedir. Burada ailelerin en önemli savunması ise bu davranışları çocuklarını çok sevdikleri için gerçekleştirdikleridir. Fakat bu sevgi söylemi , eylemde maalesef bir işgale dönüşmektedir.
İhmal, çocuklarda birçok duygusal ve psikolojik problemlere yol açmaktadır. Genellikle görülmek isteyen ve görülmeyen çocuk, evdekiler beni görsün diye problem çıkarmaya başlar, yaramazlık yapar, söz dinlemez, şiddet davranışları gösterir. Aslında bunların hepsi görülmeyen bir çocuğun görülme isteğinden başka bir şey değildir...
...Günümüzde aileler, çocukların teknoloji kullanımından endişelenseler de aynı şekilde çocukların da aileler için benzer bir endişeye kapılmaları yersiz olmayacaktır. Özellikle akşamları işyerinden eve dönen ebeveynler, çocukları ile vakit geçirmek yerine televizyon, internet ve cep telefonu gibi teknolojik aletlere yönelmektedirler. Genellikle kafa dağıtmak, dinlenmek gibi kendilerince bir nedenle açıkladıkları bu davranış tüm gün bu ânı bekleyen çocuklar için oldukça büyük bir yıkım olmaktadır. Aileler çocuklarını, teknoloji kullanarak duygusal açıdan ihmal etmektedirler.
...Evin merkezi olarak çocuğun görülmesini istemediğimiz gibi herhangi bir şeyin de evin merkezinde olmasını tavsiye etmeyiz. Çünkü aile sisteminin tek merkezli yönetilmesi aile içi ilişkiyi kısırlaştıracak bir durumdur.
...sizin iyi durumda olmadığınız yerde çocuğunuza bakım verecek kimse olmaz. Kendinize şu soruyu sorun: Kendim için en son ne yaptım?
Doğrudan kendinize ya da eş olarak ilişkinize enerji verecek durumları oluşturamazsanız, çocuklara sadece anne ve babalığın somut görevlerini yapmış olursunuz. Ama çocuklar somut ihtiyaçları karşılandığında gelişenden ziyade ruhen gelişmeye mecbur birer varlıktırlar. İnsan beyni ancak insan beyniyle büyür ve sizin filtrenizden geçen sağlıklı duyguları almak ister.