Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tevfik BOLAT

Tevfik BOLAT
@Tefo46
Ne diyorduk? Hayat kısa; affet, yardım et, şükret, sev, gülümse, mutlu ol..
Şimdi karşısında gayet iyi görünüyordu; üzerinde banka hizmetiilerinin giydiğine benzer sarı düğmeli mavi bir üniforma vardı; ceketinin yüksek ve dik yakasının üzerinde geniş bir gerdan oluşmuştu, gür kaşlarının altındaki siyah gözle­ rinin canlı ve dikkatli bakışları fark ediliyordu; eskiden dağınık olan beyaz saçları düzgün bir şekilde ortadan ayrılıp dümdüz taranrnıştı.
Sayfa 47
Reklam
Özellikle tavana asılı kalmaktan pek hoşlanıyordu; bu yerde uzanmaktan çok farklı bir şeydi; daha rahat nefes alıyordu; hafif bir salianma bütün bedenini sarıyordu ve bazen yukarıda kendisini bu mutluluğa kaptırmışken far­ kında olmadan kendini aşağıya bıraktığı ve yere düş­ tüğü oluyordu.
Sayfa 39
Eskidendi çok eskiden..
Çoğu kez uzun geceyi tamamen orada geçiriyor, bir saniye bile gözünü kırpmıyor ve saatlerce deri üzerinde dönüp duruyordu. Ya da bir sürü zahmete katlanarak koltuğun birini pencerenin yanına itiyor, sonra üze­ rine çıkıp pencereye yaslanıyordu, kuşkusuz böylece eskiden olduğu gibi pencereden baktığında hissettiği o özgür olma duygusunu anımsamak istiyordu.
Sayfa 35

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Geçmişi hatırladıkça, kalp atışları hızlanması olayı..
Yemek zamanı geldiği için Gregor'un hacakları titremeye başlamıştı bile. Yara­ larına gelince, çoktan hepsi iyileşmiş olmalıydı, çünkü hiç ağrı hissetmiyordu, buna şaşırmıştı, bir aydan daha uzun bir süre önce bıçakla parmağını hafif kestiğini ve bu yaranın daha düne kadar acı verdiğini anımsadı.
Sayfa 29
Aşk
Kaybettiğinde değil, kaybedeceklerin kalmadığında bitersin. Bitmedik daha... Aşkı nerede bulursa, orada kaybolurmuş insan. Ben sende kayboldum Bukre. Biz birbirimizin kaderiyiz. Neyimiz var birbirimizden başka?
Sayfa 80
Reklam
Geçmiş
Bukre, eskiyi unutmak ve geçmişle arasına set çekmek mümkün olmasa da yaşadığı acılardan ve bir ölü gibi geride bıraktığı yılların ağır yaralarından yavaş yavaş sıyrılmaya başladığını hissediyordu.
Sayfa 82
Kadın
Kadınlar kalbinden sildiklerini aklına yazar.
Sayfa 114
Aşk
Her seferinde yeniden hatırladığın ama aslında tanıyamadığın bir duygudur aşk.
Sayfa 137
Çaresizlik
Ne zordu gözlerdeki gülüşlerle başlayan hikâyelerin, o gözlerdeki yaşlarla bitmesi. Kimse öyle olsun istemedi halbuki. Ama kederdi. Ama kaderdi... Ve yaşatacaktı yazdığını. Sancıydı... Acıydı. Sevdiğinin ışığında gülümserken, birden kendi karanlığında ağlamaktan daha da acı olanı; bir zamanlar sığınağın olan o ışığın, şimdi başkalarının karanlığını aydınlattığını bilmekti. Onu, başkasına gülerken görmek en çok seni ağlatırdı.
Sayfa 138
Aşk
Sen, yeni bir hayata adım atarken, o, artık sadece küçük bir çiziktir teninde... Yalnızca denize girdiğinde hatırlanan... Çıkar çıkmaz unutulan...
Sayfa 139
Reklam
Özlemek
Özlersin. Çok özlersin. Ama özlemleri bitirmez özlemeler... Aslında özlenmemektendir bu kırık özlemeler. “Dünde” yarını beklemek, “Bugünde” dünü özlemekle geçer günler. Hiçbir şarkı onu sana getirmez; hiçbir şarkının onu senden götürmediği gibi... İşte yine yalnız, yine çaresizsin. Çocukluğunda da öyleydin. Yalnızlığın ve çaresizliğin yaşı yoktur. Yaşıyorsun; çaresi yok bunun. Dilinde dikenli bir söz kalır, konuştukça ağzına batan...
Sayfa 138
Aşk ve iç hesaplaşmalar
Kapıyı yavaşça kapadı. Balkona çıktı. Sokağın köşesinde kaybolana kadar Bukre’nin gidişini izledi. “Ah Bukre…” diye iç geçirdi. “Yara iyileştiğini bilmez. O hep kendini kanıyor zanneder. Yaralar iyileşmek istemez. Çünkü yaralar iyileşince ölür Bukre! Yaralar iyileşince ölür.”
Sayfa 23
Aşk
Ama yıkılan bir aşk, geride öyle acılar bırakır ki tek bir tuğlasını uzanıp koyamazsınız yerine. İzler vardır geride. Ve izler hatırladığın kadar derindir.
Sayfa 141
Beklemek
Tam bir hafta olmuştu Bukre gideli. Selim, endişeliydi. Bir kere bile aramamıştı. Oysaki hiç böyle şeyler yapmazdı.
Sayfa 115
Aşk
Otobüse binerken, “Beni sevmeyi unutma” dedi Cem. Karşılık vermedi Bukre. Sadece hüzünlü bir el sallayış kaldı geride. Otobüs terminalden çıkarken, Bukre ağlıyordu.
Sayfa 115
Reklam
Aşk
Onun hikâyesi başladığı gibi gitmemişti. Onun hikâyesi başladığı yerde bitmişti. Bu yüzden bu kadar küçük kalmıştı aşkta Selim… Bu yüzden aşk adına ne söylese boyundan büyük duruyordu lafları. Aşk onu hiç büyütmemiş ama olgunlaştırmıştı. Aşk adaletsiz bir acıydı. Adaletsiz ve sırasız…
Sayfa 21
Aşk tutsağı
“En acısı da ne biliyor musun?” demişti. “Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam!”
Sayfa 13
Aşk
İmrenmektir âşık olmak. Maşuk’una imrenir, emrenir âşık insan. Hep bir hayret halinde değil midir âşık?
Sayfa 10