Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

vera

İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim
Reklam
Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu kadar fazla açıldığıma, içimi döktüğüme, kitap gibi konuştuğuma pişmandım. Karşımdakinin beni anlayacağından emin olmadan ne diye açılmıştım?
Sevmek, hele benim gibi sevmek berbat bir şeydir. Hayatımda yalnız o vardı. Gözümü kapadığım zaman onu, açtığım zaman onu, uyuduğum zaman onu, uyandığım zaman onu görüyordum.
Reklam
Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varamayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
Ve kendi içinde arkadaş bulamayanlar umutsuzca ölürler
Işık Heceleri
Usul bir sabah. Tanrı bu saatlerde var etmiş olmalı kendini. Açıklanamaz bir iyimserlik her şeyde. Nar ağaçlarına dedim ki, bir çocuk tanrıyı kalbimin hizasına getirdi; güzelliği incitmesin onu, kötülük değmesin eteğine. Kırmızı küçücük çiçekleriyle fısıldadı nar ağaçları: Rengimiz duadır ona, bereketimiz iyilik. Hanımelilere eğildim: Kokunuzu onun saçlarına verin, yastığında açın. Hazla gülümsedi hanımeliler: Kalbin biziz. Uzaklık ne ki aşk için… Mine çiçekleri, kırmızı-pembe-sarı, ayaklandılar: O deniz kıyısına, onun yalnızlığına göçelim mi? Zeytin ağaçlan, püsenli yapraklarıyla uzandılar: Bizim meyvemizin sütü, ona uzun ömür verir; ellerimizle sağıp yapraklarımızla taşıyalım sofrasına. Acem-boruları, dolandığı palmiyenin gövdesinden turuncu bir sevinçle eğildiler: Keşke ikinizin gövdesine sarılsaydık. Japon gülleri bir bağış gibi açtı gözlerini: Bu aşkın yaşaması için, kırmızı bir hevesten ve kederden başka ne verebiliriz? Muzlar, çocuk beşiği yapraklarım uzattılar: Bizim yapraklarımızı al; altınıza serin, üstünüze örtün. Hurmalar, begonviller, sokaklar dolusu turunç: Bize o kadar az göz, böyle derin bir sevgiyle bakar ki, görünmez acılar çekeriz bu yoksulluktan. Varlığınız, bizim de varlığımız…
Kırmızı Kedi Yayınevi
Işık Heceleri
Gerçek zamanla yüreğin zamanı nasıl karışıyor böyle… Usul bir gülümsemeyle yürüyorum. Kırmızı bir bulut yüzün. Bir çınar ağacının gölgesindeyim. Yapraklar değil saçların dökülüyor üstüme. Mavilikte bir görkem. Şarkılar dinliyorum. Parmakların, sesinden önce akıyor içime. ‘Uçan kuşlar sarhoş olur’ bir daha inanıyorum. Saka kuşlan bayram yerine çeviriyor alacakaranlığı. Öyle zamanlar bağışladın ki, ölüm de ayrılık da yitirdi hükmünü. Günaydın büyük güzellik. Acı sonsuzluk merhaba…
Işık Heceleri
Uyuduğum rüya, uyandığım dünya… Bir deniz bir denize taşınacak bu akşam. Bir adam tiftiklenmiş pamuklar gibi çoğalıp duracak. Gece sokaklarına köpükler yürüyecek. Yalnızlık birden kalabalık olacak. Uzaklık susacak. Buluttan ve topraktan iki avuçla kucaklayacağım seni. Ağzın gözlerinden önce ışıyacak. Canımdaki göz göz hayal… Evin dünya artık…
Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Işık Heceleri
Dünya kan uykularda. Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok. Kalabalık, yağmalıyor insanı. Senden uzak aldığım her soluk, ihanete dönüyor, Sadece sevmek değil bu. Bütün bir dünyasın. Gözyaşıyla, şiirle, şarkıyla, şarapla, mumla… 'Üç nokta beş harf’ düştüğüm güzellik. Suyumu kanatlandırdın, taşımı buluta çevirdin, sözümü menevişledin… Sana şükürler olsun ey göklerin ve yerlerin sahibi. Derin uçurumlar üzerinden sevdin beni.
Kırmızı Kedi Yayınevi
Işık Heceleri
Odan başımda dönüyor. Pencerenden uzanan koru içimde uğulduyor. Sana ait ne varsa bir yaşama ayini. Zamanlar karıştı. Doğumum ne zamandı, ne zaman öldüm. Ödülüm neden cezam. Bir taş gibi susuyorum. Ey gecikmiş aşk, sen de bir yalnızlıksın bu yılkılık yalnızlıkta…
Kırmızı Kedi Yayınevi
Işık Heceleri
Uyandım. Yaşadığıma bir daha şükrettim. Birazdan kalkacaksın. Odan can bulacak. Eşyalar kirpik kirpik uyanacak. Aynan bayram yeri. Su değil parmakların akacak musluktan. Terlikler ayaklanacak. Giyindiğin her şey teninle sarhoş. Pencere, korunun rüzgarıyla öpecek ensenden. Işık, ışığa karışacak. Ben, bütün bunların ortasında, titreyerek bakacağım sana. İnsan nasıl ağlamaz bu büyük masala. Günaydın, beni doğuran sabah.
Kırmızı Kedi Yayınevi
Ne olurdu kokunun da fotoğrafı olsaydı Sesin fotoğrafı. Boşluğun fotoğrafı. Parmak uçlarında ki karıncanın Ruhtaki üşümenin
Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Kalktım yürüdüm elimdeki çaresiz soruyla. İnsan neden hep sona bırakır kendini?
787 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.