Fırat Öter

Gece vakti büyük bir şehre girdiğimde karanlıkta kümelenmiş bütün o evlerin her birinin içlerinde kendi sırlarını barındırdıklarını düşünürüm, her bir evin her bir odasında ayrı bir sır vardır ve bunların içlerinde çarpan her bir yürek de hemen yanı başındaki yüreğin bile bilmediği ayn bir sır taşır içinde!
Sayfa 18 - Can Yayınları
Reklam
-ölüm üzerinde düşünmemeli, ama onu hiçbir zaman gözden kaçırmamalı. O zaman bütün hayat daha ciddi, daha önemli ve gerçekten de daha verimli ve neşeli bir hal alıyor-. Tolstoy
Belki yanılıyorum, ama herhangi bir kimse hakkında, yalnızca gülüşüne bakarak hüküm vermek kabildir bence; onun için hiç tanımadığımız birinin gülüşü daha ilk karşılaşmanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz.
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan her şeye alışan bir yaratıktır ve sanırım bu onun en iyi niteliğidir.
Türkiye İş Bankası Yayınları
"Yaşıyorum," dedi delikanlıya, "aysız ve kamp ateşsiz bir gece," hurma yerken. "Ve bir şey yerken yemekten başka bir şey düşünmem. Yürüdüğüm zaman da yürüyeceğim, hepsi bu. Savaşmak zorunda kalırsam, ölüm şu gün ya da bu gün gelmiş vız gelir tırıs gider. Çünkü ben ne geçmişte, ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun.
Sayfa 86 - can yayın evi
Reklam
insan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Sayfa 23 - can yayınevi
"Yazmak iyidir, ama düşünmek daha iyi; akıllılık iyidir, ama sabretmek daha iyi.”
Sayfa 75
Her şey gerçekte çürüyüp kokuşmaydı yalnızca. Dünyanın acı bir tadı vardı. Eziyetti yaşamak.
Bu dünyada asla en iyi şeyin olması beklenmese de, en kötüden kurtulma ümidi her gün besleniyordu.
Karanlık dönemlerden geçmenin yolunun sahte aydınlıkların peşinden koşmak olduğu söylenmez mi? Tıpkı dağda, ilkbaharda, insan bir akarsuyun ortasında kaldığında, kıyıya ancak bir kaygan taştan diğerine basa basa geçmesi gibi
Reklam
Son dönemlerde yakılmış olan çam ormanına gidip yürüdü. Kimi ağaçlar ayakta kömür olmuştu. Ruh halini yalnızca onlar anlarmış gibi onları okşarken buldu kendini.
Devlete üst kademelerde beyinleri ile hizmet edenler, ki çok nadir ahlaki kararlar alırlar, Tanrı diye daha çok, istemeden de olsa, Şeytana hizmet eder gibidirler
Düşman bir çevrede ister istemez kitaplara kaçıyorum. Yani düşünceye ve edebiyata hür bir tercih sonunda yönelmiyorum. Yaşamak için kendime bir dünya inşa etmek zorundayım.
Sayfa 23
Seni ezdiğimizde ağlıyordun. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı. Oysa biz taşlar kadar güçlü, bir o kadar da cansızdık.
Sayfa 235
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?"
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.