Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Münif Pasha

Münif Pasha
@Tosunpusat
36 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Muhyiddin Arabi'' şeyh-i ekfer''(kafirlerin şeyhi) olarak nitelendirilirken, o da fakihler için ''ümmetin firavunları'' tabirini kullanır.
Sayfa 514
Reklam
Ruhun bedenden bedene göçü anlayışını esas alan budizm ve maniheizm gibi dinlerin Türkler içinde tutunabilmesinde, bu kültürün önemli payı olduğu ifade edilmektedir.
Sayfa 504
Münif Pasha
@Tosunpusat·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Batı'nın Kaynakları -2. Cilt
Batı'nın Kaynakları -2. CiltMark A. Kishlansky
0/10 · 0 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Münif Pasha
@Tosunpusat·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Batı'nın Kaynakları -1. Cilt
Batı'nın Kaynakları -1. CiltMark A. Kishlansky
7/10 · 1 okunma
Meddahlığın, Türk toplumu içinde iki kaynaktan geliştiğini gördük: bunların birincisi, Orta Asya kaynaklı olup Şamanizm'den ozanlara, ozanlardan bakşılara ve aşıklara uzanan din-dışı özellik. Öbürü de İslam kültürünün başlangıcından bu yana geliştirdiği dinsel kökenli özelliktir. Her iki kaynağın da Türk meddahlığının gelişmesinde büyük etkisi olmuştur
Sayfa 18
Reklam
George Jacob, Türklerin meddahı da, gölge oyunu ve Nasreddin Hoca fıkraları gibi Araplardan aldıklarını savunur. Peygamberi öven meddahların Hicret'ten itibaren varoldukları bilinmektedir. Ancak bu meddahlar yalnızca din kapsamı içinde olan kişilerdir. Oysa Türklerin müslümanlığı kabul etmelerinden önce, gerek şamanlığın, gerekse toplum yapısının etkisiyle hikayecileri ve hikaye anlatan sanatçıları olduğu da herkesçe bilinen bir olgudur.
Sayfa 13
Hikaye anlatma çok eski dönemlerden bu yana gelmiştir. Yazı bulunmadan önce kavimlerin ve ırkların doğuşu, gelişmesi, bunlara ait efsaneler, hikayeler ve masallar özellikle yetiştirilmiş ya da yetişmiş kişiler tarafından anlatılırdı. Dünyanın hemen her yerinde hikayeciler kendi kavimlerinin ya da toplumlarının geçmişini o güne bağlayan sanatçılardı. Bunun için de, halk arasında önem verilen kişilerdi.
Sayfa 10
Şeb-i yelda
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir, Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ'at. (Şeb-i Yeldayı ne müneccimler, ne dahi muvakkitler tanımlayıp anlatabilirler. Gecelerin kaç saat olduğunu, var git gam tutkunu olanlardan sor!
Sayfa 185
Ali Kıran Baş Kesen/ Dal Kıran Baş Keser
Atalarımızın, insanları ağaç ve bitki sevgisine teşvik için dal kıranın baş kesmiş kadar suçlu olduğunu belirtmeleri, eskiden beri Türk-İslam töresinde ağaç ve bitki hukukunun derinliğini gösterir.
Sayfa 17
Atatürk ve Türkiyat Enstitüsü Amblemi Buyruğu
Atatürk, öğrencilik yıllarından itibaren Türk kültürü ve Türklükle ilgili konuları ana gündem meselesi yapmıştır. Cumhuriyet'in ilanından hemen sonra Fuad Köprülü;'ye Türkiyat Enstitüsü'nü kurma direktifini verdi ve 12 Kasım 1924'te Enstitü kuruldu. Fuad Köprülü, Gazi'ye Enstitü'nün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorduğunda şu cevabı alır: ''Fuat Bey! Karlı Tanrı Dağlarının önünde eli meşale tutan bir bozkurt olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon'dan çıkmamızda kılavuz olan bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinini kuruluşunu ifade etsin.''
Sayfa 322
Reklam
Geri131
478 öğeden 466 ile 478 arasındakiler gösteriliyor.