Vakur Tscheisever

Vakur Tscheisever
@Tscheisayan
Bu dünyada renk, nakış, lezzet, ne varsa küsüm! Gözümde son marifet, Azraile tebessüm...
"ZEKİ UCUBELER" ve MODERNİTE...
Modernitenin misyonu: Mülk sahibinin mülküne sahip çıkamadığı, iktidarların muktedir olamadığı, ahlâk yerine hukuk dilinin ikame edildiği karmaşık bir yapı oluşturup, sisteme istediği gibi müdahale etmek. Dolayısıyla, hakikat ve marifet arayışı olan bir insanın, bu yapıların içinde aradığını bulmak gibi bir şansı yoktur... Bilinmesi gerekenleri, resmî yapının dışında, merkezden olabildiğince uzak yerlerde araması gerekir. Ne var ki, müesses nizam bunların üstünü örter, bilinmesini istemez; kimseyi de “bunlar” gibi olmaya özendirmez... “Yargılı” ya da yargısız insanlarla bir an önce bunlardan kurtulmak ister. Acıyı da günahı da benimsemekten uzak, ruhsuz bir insan modeli arar. Oysa, siyasî sistemlerde iyi bir mekanizma; insanları kötülüklerden uzak tutabildiği, iyi ve asil insanlar olarak yetişmelerine yardımcı olabildiği nisbette fonksiyoneldir; yoksa kamuoyu adı altında cehaleti düzenlemek, “zeki ucubeler” yetiştirmek ya da bunların hangi işe koşulacağıyla ilgili bir görevi yoktur. Dolayısıyla, gerçekliğin peşinde olan insan, doğru düşünceyi, doğru düşünce faaliyetiyle sonsuza kadar kesiştiren kodları tevin eden “Bütün Fikir”i aramalı ve sadece kendisini bir davaya adayanların, ruhunu ortaya koyanların ve eğer ki haksız çıkarlarsa, bunun bedelini ödeyecek kadar kaybedeceği bir şeyi olanların peşinden yürümelidir. (Mevlüt Koç, "Balıklara yüzme dersi vermek ya da ahlâkı mesleğe uydurmak" Aylık Dergisi 158. Sayı, Kasım 2017'den iktibas barandergisi.net 20 Kasım 2023)
Reklam
MODERNİTENİN MİSYONU...
- "(...)Aslında, asırların birikimi hâlinde oluşmuş, toplumda bünye hâline gelmiş ortak hafızayı bozan modernitenin misyonu tam da budur: Her meselede kılavuzumuz olan inanma gücünü ferdlerden emmek, sırra yer bırakmayacak derecede öngörü dünyamızı kurumsallaştırmak, böylelikle de hayatlarımız üzerinde belirleyici olan olağanüstü hâdiseleri iyice kestirilemez bir hâle getirmek..." (Mevlüt Koç, "Balıklara yüzme dersi vermek ya da ahlâkı mesleğe uydurmak" Aylık Dergisi 158. Sayı, Kasım 2017'den iktibas barandergisi.net 20 Kasım 2023)
NEYİ BİLMEDİĞİNİ BİLMEYEN AKADEMİSYENLER!..
- "(...)Ancak, entelektüalizmin sürekli irtifa kaybettiği bu zeminde, akademik çevrenin neyi bilmediğini de bilmemek gibi temel bir sorunu var... Mekanik olmayanı anlamıyor, canlı olan her şeye makine ya da mühendislik projesi gözüyle bakıyorlar. Meçhule hürmetten uzak tavırlarıyla, tarihi şekillendiren ve hayatlarımızın üzerinde büyük etkisi olan sıra dışı hâdiselere karşı bünyemizi kırılgan bir hâle getirdiklerinin de farkında değiller. Hiçbir risk almadan sistemle istedikleri gibi oynuyor ve faturayı da vatandaşa ödetmekte hiçbir beis görmüyorlar. Ne yazık ki, hayattan doğru düşüncenin emildiği böyle bir süreçte, yaratılışı hilafına bir hayat sürmek zorunda kalan ferdin, kendisini yaratılış gayesine yükseltecek bir hürriyet alanı bulması zor, hatta imkânsızdır. Dolayısıyla toplumun da giderek biçimsiz yığınlara dönüşmesi, yozlaşması ve soysuzlaşması kaçınılmazdır..." (Mevlüt Koç, "Balıklara yüzme dersi vermek ya da ahlâkı mesleğe uydurmak" Aylık Dergisi 158. Sayı, Kasım 2017'den iktibas barandergisi.net 20 Kasım 2023)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"ŞEY"LERİN ANLAMINI SABİTLEMEK!..
- “Şey”lerin anlamını sabitlemek, bizi alternatiflere karşı kör ediyor. Bilginin akademik çevrelerde yapılan araştırmalar neticesinde üretildiği, bunun teknolojileri doğurduğu, teknolojilerin de pratik uygulamalara yansıdığı, bunun da ekonomik büyümeyi temin ettiği tezi, çok dar bir alanda belli projelerin gerçekleştirilmesinde geçerli olsa da,
FİKİRDE MÜBHEM OLMAK...
- "(...)Meseleye, İbda Diyalektiği’nin temel tezlerinden “sır idraki” çerçevesinde bakarsak: “Genel olarak bütün ilimlerde meçhule hürmet tavrı esastır. Bugün kanunlarını mücerred tefekkürden alan ilimler, insanın eşya ve hâdiseyi tasarruf ve istismar payı olarak aklın ürünüyken, imkân ve ihtimallere açık olma borcuyla, “meçhule hürmet”i en soylu bir ilim haysiyetiyle korumak zorundadır.”
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
Kültür Davamız
Kültür Davamız
Ne var ki, bilginin tekelini elinde bulunduran bazı kişi ve kurumlar, bu gerçeği bizden saklamak veya rolünü hafife almak eğilimindedirler. “Fikirde mübhem olmak” yerine metalaştırılmış, açıklanabilir, kanıtlanabilir resmî bilgiyi tek-doğru bilgi olarak kabul etmemizi isterler. Bu da izah edemediğimiz ama bedahetlerle yaptığımız, hatta iyi yaptığımız şeyleri bize yaptıran; bizi, “yeni fikir ve ilhamlara gebe bırakan”, tecrübeyle keşfettiğimiz bilginin hafife alınmasına yol açar. Aynı zamanda akademik bilginin insan ilişkilerindeki rolü ve gerekliliğinin fazlaca abartılmasına sebep olur. “Tecrübe faydayla birlikte ayrı bir ilimdir.” Lâkin bizler, fıtraten zehri şifaya tahvil eden bir bünyeye sahib olmanın avantajıyla elde ettiğimiz yahut tecrübeyle edindiğimiz beceri ve fikirlerin sadece okullarda ders kitaplarından öğrenilebileceğine dair yanlış bir kanaate sahibiz..." (Mevlüt Koç, "Balıklara yüzme dersi vermek ya da ahlâkı mesleğe uydurmak" Aylık Dergisi 158. Sayı, Kasım 2017'den iktibas barandergisi.net 20 Kasım 2023)
Reklam
Reklam
6,1bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.