Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğçe Altay

Körüm, o halde karanlık niye benden kaçıyor? Sağırım, nasıl oluyor da uğultum uzaktan beni çağırmaktadır?
Reklam
Ölülerin ruhları daima intikam ister Bundandır yaptıkları planlar, dalavereler

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Umarım güzel bir hayat yaşamışsındır.
Asla yaşlanmayacaksın, asla o çok korktuğun Alzheimer’a yakalanmayacaksın, en güzel halinle, kıvrılarak düşen bir yaprak gibi gittin.Paraşütçüler yere inerken takla atarlar, ama sen göğe yükselmeden önce yaptın bunu. Biraz daha sabredebilirdin, birlikte gidebilirdik. Dünyanın sonuna çok zaman kalmadığını söylüyorlar.
Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz birbirimizi.
Reklam
Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
Özü olmalı güneşin. Özü olmalı sevişmeyi duyan ve duyuran gücün. Bizi saran sıcaklığın. Soğuyan gecelerin. Ve geceleri gökyüzünü bürüyen yıldızların.
Günaşırı kolumdan iğne yapıp bayıltıyorlar. Uyandığımda hiçbir şey bilmiyorum. İnsan nedir? Dünya nedir? Boyutlar, gelişimler nedir? Kimim? Neyim? Sonra ilkin kendimi görüyorum. Benim. Hastayım. Narkozdan uyandım. İğneden çürüyen kollarımı görüyorum. Odadaki bitkileri görüyorum. Sonra yavaş yavaş anımsıyorum. Ben: benim. Yirmi beş yaşındayım. Kadınım.
Fevkalede olmalarına rağmen bu kirişlere hiç özel bir dikkat yöneltmemişti şimdiye kadar, suyun kirliliğini, kilise adamlarının ahlakını, hava koşullarını, tedavisi imkansız hastalıkları, açlığı ve Strasbourgluların adamı şaşkına çeviren dans çılgınlığını unutmak için kendini asmayı tasarlarken bakmıştı sadece.
Başka bir hayatta, başka bir alemdeymiş gibi titriyorlardı. Ve bu uzun bir aşk temini, ahlarla, gözyaşlarıyla, çarpıntılarıyla ikisinin de ruhunu birbirine katan ve birleştiren, sözlerin bütün ruhla içildiği, özlerin birbirlerinde eriyip mest olduğu bir aşk anı oldu. Birisi sadece onu sevdiğine ve onu seveceğine, diğeri bir güvenle işkencelere dayanacağına yemin ediyordu.
Reklam
Bir gül uzatırdı çocuklardan biri Ellerimden güle yalnızlık batardı İçi bulanırdı yalnızlığımın Kusardı serseliğini en görkemli meydana.
Zaman kalbiye, zaman şimdi Kalbimde habire uzayan bir minare
Geçmiş tuhaf şey. Hep yanınızda taşıyorsunuz.
Derken rastgele bir görüntü, ses veya koku ama özellikle de koku sizi bir anda alıp götürüyor ve o zaman da geçmişi hatırlamakla kalmıyor, içine giriyorsunuz.