Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sare

Nur'un bir kalbi var. Ama kanıyor.
Reklam
Yüce Allah hem seven hem sevilendir. Hz. Peygamber'in "Habib-i Kibriya", Mahbub-i Huda" olması, O'nu da bir muhabbet kaynağı haline getirmiştir. Her varlık muhabbetten iz taşır. ... Bütün kainat bu aşk ile sarhoş olmuş dönmektedir.
Tanpınar " Beş Şehir" de "Cedlerimiz inşa etmiyor, ibadet ediyorlardı" diyor. Çok haklı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir de her şeye rağmen inandığı gibi yaşamak, inandığı gibi iş yapmak. Bu önemli işte. Bu direniş önemli.
Umut kalbimizde bir kuştur, sürekli öter.
Reklam
Apartmanın; oturanı değil satanı memnun eden kar düşüncesiyle üretilmesi, insana layık bir yapı biçimi olmaması, temel insan haklarını hiçe sayması, bilhassa yaşlı ve çocukların hiçbir ihtiyacını gözetmemesi, yüksekliği ile insanı önemsizleştirmesi, insanı tabiattan koparması, insanı nesneleştirmesi, çevreye verdiği zararlar, orada oturacak insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini dikte eden tahakkümcü karakteri, insanın başta mahremiyet gibi kutsal değerlerinin hiç birini dikkate almaması...
Şehirlerde yaşayanlar arasında güçlü bir "yer" ve "aidiyet" duygusunun oluşumuna imkan veren bu olgu dikkate alındığında, sürdürülebilir güvenli bir şehrin ölçekli ve ayrımsanabilir semtlere ve mahallelere göre tasarlanması büyük önem arz etmektedir.
Geleneksel şehirlerimizde mahalle bir aidiyeti temsil etmektedir.
Mahallede kendiliğinden bir otokontrol vardı çünkü herkes birbirini tanır, yabancılar derhal farkedilir, asayiş kolayca sağlanırdı.
Artık her yer aynı ve hiç kimse bir yere ait değil.
Reklam
Eskiden her mahallenin kendine ait hususi bir havası, bir tarz-ı hayatı vardı. Şimdi ise birbirinin kopyası aynı tipte, soğuk, cansız binlerce apartman, ruhsuz beton kütleleriyle bütün şehirleri aynîleştirmiş, şehirlerin, mahallelerin ruhu yok olmuştur. Artık her yer aynı ve hiç kimse bir yere ait değil. Mahalleler kendine özgü kimliği olan ve yine dini/sosyal merkezler, küçük çarşılar, çeşmeler, küçük imalathaneler ile birlikte "kendine yeterli yerler"idi.
Yeni yapacağımız şehirler; mutlaka sade, basit, mütevazi, adil, saygılı, israfa müsaade etmeyen, tabiata zarar vermeyen şehirler olmalıdır. Yoksa bugün TOKİ vasıtasıyla bir şehir çok hızlı, çok çabuk üretmek marifet değildir.
"Bilmek"ten ziyade "bulma"ya dayanan bir şey.
Estetik ile geometri. Kainatın ahengi, bu ilahi ahengin mimariye yansıması.
Güç pek çok şeyi hallediyor. Demek iktidar böyle bir şey. Ve demek herkes bu yüzden iktidar peşinde. Vay be! Ama İslam öyle demiyor. İslam "Zulm ile abad olanın ahiri berbat olur." diyor.
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.