Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ufuk emre

ufuk emre
@Ues_
Makina Mühendisi
Yüksek Lisans
Kayseri
Kayseri
3 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
"Hüsnü Usta da bir ordinaryüs profesör kadar elittir," diyorsunuz yani. Doğru mu anladım? Evet, demek ki bir döşemeciyi ve bir ordinaryüs profesörü karşılaştırabilirsiniz. O döşemeci, yeri geldiğinde, bir profesöre göre toplumsal faydası daha yüksek ve daha saygın bir insandır. Ordinaryüs: Türk üniversitelerinde, en az beş yıl profesör olarak ders vermiş, üstün bilimsel çalışmalarıyla iyice tanınmış öğretim üyeleri arasından seçilerek, üniversitede bir bilim kürsüsünün yönetimiyle görevlendirilen bilim adamlarına verilen ve eskilerin kazanılmış sanları saklı tutularak 1960 yılında kaldırılan san
Reklam
Elitlik işi iyi yapan insanların toplumda dikeyine sınıflandırılmasıdır...
... yalnız kalmayı öğrenirsen düşünmeyide öğrenirsin...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Entellektüel; üstüne vazife olmayan işlerle uğraşan kişidir... ...Kendi dünyasının dışıyla ilgilenendir entellektüel...
Reklam
...insanlar eserlerini 25- 40 yaşına arasında vermesi gerekmektedir.
Reklam
En büyük değişimlerden biri ise Ordu’da oldu. İsveçliler döneminde kışladaki askerler içki içer, kumar oynarlardı. Halkla ilgili olan hiç bir konuyla ilgilenmezler ve kaba davranırlardı. Snelman ve arkadaşları bu konuyla ilgili de bir yenilik yaptılar. Subaylara konferanslar vererek askeri eğitimin öneminden bahsettiler. Artık tüm aileler oğullarının askere gidip iyi terbiye almalarını istiyorlardı. Çünkü kışlada bilimden kültüre kadar iyi bir bireyin sahip olması gereken tüm özellikler anlatılıyor, askerler eğitiliyordu.
Tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
... Aba-babası okuma yazma bilmeyen çocuğun alfabeyi yeni sökmesiyle, daha okula gelmeden önce okuyup yazmaya başlamış olan çocuklar, aynı sınıfta aynı davranış ölçütleri ölçerek not alırlar. Halbuki ana-babası okuma bilmeyen çocuk belki de daha çok gayret göstererek ve daha şevkle ancak o duruma gelebilmiştir; ama, onun gösterdiği gayreti okul sistemi dikkate almaz; yalnız sonuca dikkat eder. Bu tür karşılaştırmalı değerlendirmeler çocukta derin utanç duygusuna yol açar.
Sayfa 119Kitabı okudu
Birey davranışlarıyla tüm aileyi yansıtır...
...sokaktaki vatandaşın "Meçhul bir otoritenin buyruklarına karşı gösterdiği uyum ve tepkileri ölçtü"... ...eline bir de megafon verdi.. başladılar kentte dolaşmaya; ..."herkes soyunsun bekaret muayenesi yapılacak" kadın işçiler hemen soyunmaya başladılar... ..."film çekiyoruz, lütfen bir dakika durur musunuz?" Ricayı kimse iplemedi... Ne kimse komut verenin kimliğini merak ediyor, ne hangi hak ve yetkiyle vatandaşlara o komutları verdiğini soruyor, ne de herhangi bir direnme gösteriyor... İşte yüzyıllardan beri, daha küçük yaşlardan başlayan dövülmüşlüğün, sövülmüşlüğün, ezilmişliğin sonucu...
Reklam
...bu tür bir aile içinde büyümenin onun mükemmeliyetçi olmasına yol açtığı oldu. Hem kendisinden hem de başkalarından mükemmellik bekliyor ve hataları kolayca affedemiyordu.
Babası oldukça sert bir insanmış ve çocukların hata yapmasına hiç hoşgörüsü yokmuş. Sık Sık "sizin elinizden iş gelmez; elin çocukları sizi alır su eşeği olarak kullanır" gibi küçültücü utandırıcı laflar edermiş... ...sonra doktora derecesini almış. Ne var ki akademik başarısı ailesi için bir anlam ifade etmiyormuş ve o nedenle kendi başarısını küçümsüyormuş.