"İnsanlara bu hayat nasıl reva görüldü, gazabı dinmek bilmeyen hangi tanrı onları bu feryat vadisine hapsetti, bunu sizlere açıklayabilecek durumda değilim. "
Dünya Bu KadarMahir Ünal ERİŞ' i ilk defa okudum. Tarihi ve coğrafi bir gezi yapıyormuşum hissi bıraktı kitap. Bu tarihi gezi yakın tarihe dairdi. Cumhuriyet sürecinde ülkede yaşanmış sarsıcı ve iz bırakan olaylar içinde örülen ve gelişen hikaye bu yönüyle sosyolojik dokunuşlarla bezenmiş. Bu sosyolojik dokunuşlar içinde gidip gelirken, aslında yargıların ne kadar mesnetsiz ve gereksiz oluştuğu, adeta kendini doğrulayan kehanetlere dönüştüğünü ironik ve yer yer komik hikayeler ile bitirerek bize aktarmış yazar. Okurken karekterlerin bir yerde evrene saçılı yıldızlar gibi dağıldığını ve sayısının sonsuza gittiğini düşünüyorsunuz ve takip etmede zorlanıyorsunuz derken hepsini alıp ancak Türkiye' de olur diyebileceğimiz şekilde eğlendirerek bağlıyor ve düğümü atıp bitiriyor. Birde bilinçaltımızdan hiç çıkmayan o kıs yoldan zengin olma odağını ne ile örtersek örtelim asla vazgeçmediğimizi ve temelde ahlaki kodlarımızıda bu dürtünün belirlediğini bir güzel yüzümüze vuruyor. İçerik dışında, okurken çok akışkan olduğunu belirtmek isterim, hiç bırakmadan tek seferde okuyacağınız bir kitap.
Dünya Bu KadarMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20221,048 okunma
Adam öfkelense de belli etmedi. Usturuplu bir karşılık verip kadına haddini bildirmeyi çok isterdi, ama hayat ona son sözü kadınlara bırakmayı öğretmişti. Böylece konu kapandı ve bir daha asla açılmadı.
Kadın gülümsedi ve tüm renkler, birisi gelip de kısık olan ayarlarını açıvermiş gibi canlandı, bütün sesler hülyalı nağmelere dönüp dalga dalga uçuştu...