Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Veysel Güzel

Veysel Güzel
@Veyselllllll
Hiçbir tarih kitabında bir çocuğun gözyaşlarından bahsedilmez . Edebiyat bunun için var.
Özel Eğitim Öğretmeni
Lisans
Şanlıurfa
5 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
İşte bunu yapmamalı. İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli. Ben Abdi Ağadan biliyorum. Yoksa... Korkmalı insanların bu tarafından. Aşağı görmemeli insanları..."
Sayfa 159 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Emperyalizmin altın çağında Avrupalı işgalciler ve tüccarlar renkli boncuklar karşılığında bir adanın ya da bir ülkenin tamamı ni satın alabiliyordu. 21. yüzyılda kişisel bilgilerimiz belki de hâlâ sahip olduğumuz en kıymetli kaynağımız ve biz de elektronik posta hizmeti ve komik kedi videoları karşılığında bu kaynağı teknoloji devlerine veriyoruz.
Sayfa 354Kitabı okudu
Dünyayı değiştirmeye çalışan akımlar genellikle tarihin yeniden yazılmasıyla ortaya çıkar, insanların geleceği yeni baştan tasavvur etmelerinin önü de böylelikle açılır. Ister işçilerin grev yapmas ister kadınların bedenlerinin kontrolünü ellerine almasını, ister ezimiş azınlıkların siyasi haklarını geri almasını istiyor olun, atılması gereken ilk adım bu toplulukların tarihlerini yeniden anlatmaktır. Yeni tarih, "Bugünkü halimizin ne doğal olduğunu ne de sonsuza dek süreceğini," söyler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. Insanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hale gelirler.
Sayfa 101
Homo sapiens'in vücudu bu tür işler için evrimleşmemişti. Geyiklerin arkasından koşmaya, elma ağaçlarına tırmanmaya uygundu, kaya topla maya veya su kovası taşımaya değil. İnsanlar bunun bedelini omurga, diz, boyun ve bel ağrılarıyla ödediler. Eski iskeletler incelendiğinde tarıma geçişin insanlara bel fıtığı, eklemlerde kireçlenme ve diğer fıtıklar olarak geri döndüğü görülmektedir. Dahası, bu yeni tarımsal işler o kadar çok zaman almaktaydı ki, insanlar buğday tarlalarının yakınına kalıcı yerleşimler kurmak zorunda kaldılar. Bu onların yaşamını tamamen değiştirmişti. Biz buğdayı evcilleştirmedik, buğday bizi evcilleştirdi. Evcilleştirmek (domestikasyon) Latincedeki domus (ev) kelimesinden türemiştir. Evde yaşayan ise buğday değil, Sapiens'tir.
Sayfa 95