Gelecekler birçok unsur ve bir milyar değişkenle gelen muazzam şeylerdir ve insan ırkının geleceğin ne getireceğine ilişkin tahminleri dinledikten sonra bambaşka bir şey yapmak gibi bir alışkanlığı vardır.
Yapma sevgili dostum, bir dokumacıyı dişinden, bir dizgiciyi sol baş parmağından tanıyamayan, gözlem yapmaktan âciz bir halk, analiz ve akıl yürütmenin ince ayrıntılarından ne anlar!
Travmayı tedavi etmek birçok yönden şiir yazmaya benzer. Her ikisi için de doğru zamanlama, doğru kelimeler ve
doğru resim gerekir. Bu faktörler ayarlandığı zaman, bedende
hissedilebilecek anlamlı bir şey harekete geçer. İyileşebilmek için hızımız uyumlu olmalıdır. Bir resme çok erken ulaşırsak
köklenemeyebilir. Bizi rahatlatacak kelimeler çok erken ulaşırsa onları özümsemek için hazır olmayabiliriz. Kelimeler dakik değilse onları duymayabiliriz veya onlarla aynı rezonansta olamayabiliriz.
Ne yani, bahar, rengarenk kırlar, sabahçı kuşlar, bulutlar, ağaçlar, tabiat, hürriyet, hayat. Tüm bunlar benim değil mi artık?
Kurtarılması gereken kişi benim! Bunun bir çıkar yolu yok mu?