Sanki insanlar etrafımdan telaşla koşuşturarak biryerlere yetişmeye çalışıyor ve ben bu kargaşanın içinde oturup, gözüm hiçbirşeyi görmeksizin bu kitabı okuyorum. Bulunduğum ortamın kötülüklerini, olumsuzluklarını alıp uzak diyarlara bırakıyor...
Çok fazla kargaşaya, ciddi kounlara, gündeme vb. Şeylere değinmeyen. Hayatın daha çok yaşanmaya değer taraflarını inceleyip, küçücük şeylere bambaşka bi açıdan, bambaşka duygularla bakmanı sağlayan bir kitap. Okurken beni dinlendiriyor. Sevgiye bu kadar aşık bir yazarın size nasıl herşeyi sevebileceğinize dair ders niteliği taşıyan bir eser.
Belki de bu yüzden bu kadar hayranım Faik'e bütün herşeyi bırakmış bu hüzün ve keder dolu hayatın içindeki zorlukları sevmeye çalışıyor. Diğer yazarlardan bambaşka. Yaşıyor, çünkü yaşamayı seviyor. Yazıyor, çünkü yazmayı seviyor. Sait faik aslında sevmeyi, seviyor...
Eğer cehaletin toplum üzerindeki aptallaştırıcı etkisine değinmek isterseniz size yardımcı olacak bir kitap. Köylülere ve köylüler arasındaki sorunlara değiniyor genel olarak. Basit köy hikayelerine karşı ilgi duyanlar sevebilir. Ancak heyecan yada popüler katagorilerdeki o zevki arayanlara pek de tad vermeyeceğini düşünüyorum. Edebiyat projem üzere aldığım ve tarzım olmamasına rağmen devam etme zorunluluğum olan bir kitap. Zaten toplum karmaşası içinde, hergün yeni bir kaosla uyandığımız bu ülkede bence daha fazla iç karartmaya gerek yok derim...