Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra

Biiznillah..
Çok emmarelerle hem şarkta hem garpta Avrupa içinde bir İslam devleti çıkacak.
Reklam
İslâm dünyası, her türlü siyasi hesap ve kurnazlıktan uzakta, Filistin davasını saf ve somut biçimde ele almadıkça herhangi bir ilerlemenin sağlanabilmesi de mümkün değil bugün. Romantik törenlerle, hamaset ya da sloganlarla bir yere varılamaz.
Kudüs'e layık mıyız??
İsrail'e sövmek, işgalin kötülüğünden söz etmek, yaşanan dramları ortaya dökmek en kolayı. Müslümanları olarak zihnimizi çalıştırmamız gereken nokta şu: KUDÜS'E LÂYIK MIYIZ? Ona, hep eleştirdiğimiz diğerlerinden farklı olarak, şanına yaraşır şekilde muamele edebilecek miyiz? Bunun için ne yapmalıyız? Hazırlıklarımız var mı? Nesillerimiz bu bilinçte mi? Kudüs'ü tanıyor muyuz? Üzerinde çalışıyor muyuz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Evet, Kudüs'ü ziyaret etmek şarttır. Kudüs'e sahip çıkmak, ancak bizzat orada yer alabilmekle, mescitlerinde saf tutabilmekle olur
Kudüs'ün kıymetine veya Siyonistlerin imza attığı zulümlere dair hepimizin fikri aynı. Oysa, okuyacağımız metinlerin bize vermesi gereken şey, meselenin tarihsel arka planı ve "Nasıl başardılar?" sorusunun cevabı olmalı
Reklam
İslam dünyası olarak içine düştüğümüz karanlık tünelden, başka çıkış yok. Temel meselelerimizi, eksiklerimizi ve yapmamız gerekenleri büyük bir ciddiyetle ele alarak, deliler gibi çalışmaktan başka çare yok. "Kahrolsun" diye slogan attığımız devletlerin, dünyevî görevlerini nasıl ciddiyetle ve inatla yaptıklarını düşününce hele...
Kanlı ceset fotoğraflarının uluorta ve durmaksızın paylaşılması, kalpleri dört aşamada katılaştırıyor: İlk önce bakamıyorsunuz, içiniz parçalanıyor. İkinci aşamada bakabilmeye başlıyorsunuz, "vay alçaklar", "vay zalimler" nidaları eşliğinde üzülmeye devam ediyorsunuz. Üçüncüde tepkiler artık, "tüh, yine katliam yapmışlara dönüşüyor. Dördüncü ve son aşamada, "yazık"tan başka ses çıkmıyor ağzınızdan. Tüm bunların ardından hålå ağlayabiliyorsanız, gerçekten şanslı azınlıktansınız. Sık sık sorulan, "Yaşananlar bizi neden etkilemiyor? Üzerimize ölü toprağı mı serpildi?" sorularının cevabı tam da burada. Gözler göre göre, gönüller de alıştı. Acı sıradanlaştı, normalleşti, rutin hale geldi. Tıpkı Filistin ve başka coğrafyalardaki acılar gibi...
Kimi Hz. Ebu Bekir gibi ilk ezanla, kimi de Ebu Süfyan gibi bin bir ezandan sonra uyandı.
Ben maddî ve mânevî her şeyimi feda ettim, her musibete katlandım. Her işkenceye sabrettim. Bu sayede hakikat-ı îmaniye her tarafa yayıldı. Bu sayede Nur mekteb-i irfanının yüzbinlerce, belki de milyonlarca talebeleri yetişti. Artık bu yolda, hizmet-i îmaniyede onlar devam edeceklerdir. Ve benim maddî ve mânevî herşeyden ferağat mesleğimden ayrılmayacaklardır. Yalnız ve yalnız Allah rızası için çalışacaklardır. Emirdağ Lâhikası -83
"Kâinatı halk edemeyen, bir zerreyi halkedemez. Bir zerreyi tam yerinde halkedip muntazam vazifeleriyle çalıştıran, yalnız kâinatı halkeden Zât olabilir." Emirdağ Lâhikası-70
Reklam
Üstadım sesleniyor :
Kızlarım, hemşirelerim! Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hayat-ı içtimaiyemize yerleştiği için, bir erkek bir kadını ebedî bir refika-i hayat ve saadet-i hayat-ı dünyeviyeye medar ve sair günahlardan kendini muhafaza etmek için almak lâzım gelirken; o bîçare zaifeyi daim tahakküm altında, yalnız dünyevi, muvakkat gençliğinde sever. Ona verdiği rahatın bâzı on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an "küfüv" tâbir edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iyye nazara alınmadığından, hayatı daima azab içinde geçer. Kıskançlık da müdahale ederse daha berbat olur. Emirdağ Lâhikası-51
Filistin'in sorumluluğu çok sayıda halka dağıtılmıştır. Fakat hiçbir halk kendisinin diğerlerine göre daha fazla sorumlu olduğunu düşünmüyor. Bununla birlikte o herkesin , bütün müslümanların davasıdır.
Allah'a ve Resûlullah (s.a.s.)'a iman eden, güvenilir, değerli bir el uzanır ve bu iman korundan tozları silerse bu kor alevlenmeye ve alevlendirmeye hazırdır. O ışıklanmaya ve ışıklandırmaya hazırdır. Benim korkum bu yönden değildir. Ama ben olaylardan ders çıkarılmamasından korkuyorum.
Gazze için toplumsal vicdan da öldü..
Toplumsal vicdan ölürse, ümmetin vicdanı ölürse ortada korkunç bir ölüm var demektir.
Karşı karşıya olduğumuz gerçeklere gözlerimizi kapatıyor, ders çıkarmaktan kaçınıyoruz. Tecrübeleri dikkate almaktan kaçınıyoruz. Bu gerçekten tehlikeli bir durumdur.
1.939 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.