Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zübeyde Uyutmaz

Evin içi sanki hiç kıpırdamayan kaskatı bir havayla tıkabasa doluydu.
Sayfa 150 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir zamanlar, geçmişle geleceğin bir yayı andırdığını her bir parçasının birbirine bağlı olduğunu, bir sonraki parçayı haber verdiğini bir yerde okumuştum.
Sayfa 149 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bilindiği gibi, adına yaraşır tüm dilbilimciler her dilin kendine özgü bir yapısı bulunduğunu, dolayısıyla dünyaya ve insana bakışımızı benliğimizin bir parçası olan anadilimizin koşullandırdığını söylerler.
Sayfa 230 - Can YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir bireyin doğumu ya da yazgısı önceden kestirilemeyeceği gibi, sözcüklerin doğumları ve yazgıları da önceden kestirilemez."
Sayfa 160 - Can YayınlarıKitabı okudu
...dil devrimine karşı çıkan uzman ve yazarlarımızın bizifazlasıyla alıştırdıkları bir şey bu. Öfkeden mi, bilgisizlikten mi, düşüncesizlikten mi, bilinmez, şaşırtıcı bir güven içinde, bilgi adına bilgiyi , bilim adına bilimi, toplum adına toplumu yadsıyorlar iki de bir.
Sayfa 107 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dil düzleminde kavramlar, nesneler adlarla ayrılır birbirinden, ama, tıpkı insanlar ve nesneler gibi, adlarda değişken ve ölümlüdür, bugün bir nesnenin adıyken yarın başka bir nesnenin adı oluverirler, ya da silinirler büsbütün.
Sayfa 86 - Can YayınlarıKitabı okudu
Türkçe bugün hem bireyler arasında günlük iletişim aracı, hem de bilim, düşün, yazın kısacası ekin dili olarak, tarihinin en ileri aşamasında; insan ve doğayla bağıntılarımıza ilişkin her şeyi bu dilde anlayabiliyoruz.
Sayfa 225 - Can YayınlarıKitabı okudu
...yetenekler her zaman birbiriyle bağıntılı ve oranlı biçimde verilmiyordu insanlara, kiminin gözleri çok keskin, kiminin kulağı çok duyarlı, kiminin sesi çok güzel oluyor, kimi öncelikli çok kıvrak bedeni, kimi çok becerili elleri, kimi yaratıcı kafası, kimi benzersiz düş gücüyle seçiliyor, kimi bedensel güzelliğiyle, kimi de kendisine yanıt yetiştirmekte güçlük çeken küçük, anne baba arasındaki şu kavruk çocuk gibi olağanüstü bir konuşma yeteneğiyle göz kamaştırıyordu.
Sayfa 216 - Can YayınlarıKitabı okudu
...dil devrimi, iktidarlardan bağımsızlık olarak ve iktidarlara karşın, gelişimini hep sürdürür. Hem de öyle güçlenerek sürdürür ki neredeyse kendisine yönelen baskı çabalarıyla beslendiği söylenebilir.
Sayfa 190 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ancak devriminin benimsenmesinde en büyük işlevi bilinçli yazar ve çevirmenlerimiz gerçekleştirir: kimileri yapıtlarında yeni sözcüklere verdikleri yerle onları bir ölçüde "doğallaştırarak" yaparlar bunu, kimileri, Nurullah Ataç ya da Melih Cevdet Anday gibi, kendileri de yeni sözcük yaratarak, kimileriyse, Yaşar Kemal gibi, yeni yeni oluşmakta olan yazı dilini kendi bölgesel ağızlarının zenginlikleriyle işleyerek.
Sayfa 186 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Düşün, bilim ve uygulayım alanlarında başdöndürücü gelişimler olurken, sözlüğün olduğu gibi kalması beklenemez.
Sayfa 21 - Can YayınlarıKitabı okudu
Önce şu bir gerçektir ki, ülkemizde siyaset şimdi, kahramanlardan ziyade, değersiz ve hiçbir şeye inanmayan, ama inanır gibi görünen bir takım insanların, oyunbozanlık arenası haline gelmiştir.
Sayfa 147 - Çağdaş YayınlarıKitabı okudu
...bugün memleketimizde, kavramlar öyle karışmış, akımlar öyle soysuzlaşmış ve adına politika denilen sefaletle, politikacı denilen şaşırmış insanlar öylesine birbirlerine girmiş öylesine itibarsızlaşmışlardır ki...
Sayfa 104 - Çağdaş YayınlarıKitabı okudu
Çünkü bir ülkede aydın susarsa, orada artık macera adamı dile gelir ve demagog, milletin sözcüsüymüş gibi konuşur
Sayfa 104 - Çağdaş YayınlarıKitabı okudu
Gerçek toprağın altına kapatıldığı zaman, orada öyle bir toplanır öyle bir patlama gücü kazanır ki, patladığı gün her şeyi kendisiyle birlikte havaya uçurur.
Sayfa 33 - Can YayınlarıKitabı okudu
345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.