Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aysun İltifatlı

Aysun İltifatlı
@_Aysun__
13 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Bence hırsızdan daha iğrenç bir yaratık yoktur yer yüzünde. Senin çalışarak, didinerek, alın teri dökerek elde etdiğin kazandığın bir şeyi, adam babasının malıymış gibi alıp gidiyor.
Reklam
Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pislik olmak ayrıdır.
Bazen bir insanı aniden, o ana dek tanıdığımızdan çok daha de­ğişik bir biçimde algıladığımızı farkederiz. İşin şaşırtıcı yanı, onun bu yönünü sanki önceden biliyormuşuz gibimize gelmesi­dir. Acı gerçeğin gün ışığına çıkma tehdidini gösterdiği anlarda ortaya çıkan direnme güçlerinde de, aynı durumu gözlemlemek mümkündür. Yaşantımızda büyük bir enerjiyi, bildiklerimizi kendimizden saklayabilmek için, onları bastırmaya çalışırken harcamaktayız. Ve bu bastırılan bilgiler de, küçümsenmeyecek derecede fazladır. Talmud'da, gerçeğin bastırılması olayını şiirsi bir dille anlatan şöyle bir efsane vardır: Bir çocuk dünyaya geldiğinde, melekler onu alnından öperek, doğum anınadek bü­tün bildiklerini unutmasını sağlarlar. Çünkü eğer çocuk bildikle­rini unutmazsa, yaşamı da dayanılmaz olacaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Marx'ın kendi dünya görüşünü açıklayan en güzel sözlerini "Kutsal Aile" adlı kitabında bulmak mümkündür: "Tarih bir şey yapmaz. Onun büyük bir serveti yoktur, tarih savaşmaz ve mücadele etmez. Her şeyi yapan, mülkiyete sahip olan ve sava­şanlar, gerçek canlı insanlardır. Tarih, sanki bir kişilik gibi insanları kendi amaçları doğrultusunda kullanmaz. Tarih, arzularını ve amaçlarını gerçekleştirmeye çalışan insanların eylemlerinden başka bir şey değildir."
Açgözlü kişinin kazanç ve paradan, ihtiraslı birinin de şöhretten başka bir şey düşünmemesi, bir delilik göstergesi olarak değerlendirilmez. Çünkü bu özellikler, sıkıcı ve nefret yaratan duygular olarak de­ğerlendirilir ve aşağılanırlar. Ama gerçekte açgözlülük, ihtiras ve şehvet gibi nitelikler, hastalık sayılmasalar bile, deliliğin bi­rer göstergesidirler.
Reklam
Karanlık zamanlarda, göz görmeye başlar…
Theodore Roethke, İn aDark Time
Bir yaşantıyı ve ya bir anıyı düşüncelere ve sözcüklere dökmeye başladığımız anda, onun bizden kaçtığını, değiştiğini, ışığının sönüp, kuru bir düşünce haline dönüştüğünü sezeriz. Bu nedenle "olmak", sözcüklerle anlatılamaz, ancak birlikte yaşanarak aktarıla bilir. "Sahip olmak" ilkesinde ölü sözcükler hüküm sürerler, "olmak" da ise, tanımlanamayan canlı deneyimler, yaşantılar ve izlenimler.
İnsan her şeye sahip gibi gözükse de, gerçekte hiç bir şeye sahip değildir. Çünki bir nesneye sahip olmak, saklamak ya da onu denetlemek, yaşam sürecinin belirli ve kısa alanlarına özgü, onunla kısıtlıdır.
Genç ve hayalleri yaşadığı sürece mutlu olan bu insanlar, bir süre sonra hiç bir önemli inanca ve düşünceye varmadıklarını görünce, büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardır. Kendi içlerinde yönelecek bir merkez bulamayan bu kişiler, amaçsız, yorgun ve yaşamları zehir olmuş insanlar haline dönüşmüşler ya da mutsuz fanatik göstericiler olarak kalmışlardır.
Verecek çikolata kalmadığında, annesi çocuğu sımsıkı göğsüne bastırmıştı. Bunun hiçbir yararı yoktu, hiçbir şeyi değiştirmiyordu, çikolatayı geri getirmiyordu, çocuğun ya da kendisinin ölümünü önlemiyordu; ama böylesi ona doğal geliyordu. Onun gözünde, bir davranış sırf etkisiz olduğu için anlamını yitirmezdi. Birini seviyorsan gerçekten severdin, verecek başka hiçbir şeyin yoksa bile sevgi yeterdi.
Reklam
NASILını anlıyorum, ama NEDENini anlamıyorum.
Bu gece pek çok şey öğrendim! Yalnız yaşamak değil, alçakca ölmek de mümkün değil… Hayır, baylar, ölüm bile şerefli olmalı!
“Baylar!” diye bağırdım, “çevremizi saran şu Tanrı nimetlerine bakın bir kere: Gök açık, hava temiz, otlar körpe, kuşlar, doğa alabildiğine güzel ve günahsız… yalnız bizler, Tanrı bilmez ahmaklar hayatın bir cennet olduğunun farkında değiliz. Bunu anlamaya azıcık niyetimiz olsa cennet bütün güzelliği ile karşımızda şekillenir, biz de birbirimizle kucaklaşır sğlamaya başlardık.”
İnsanın en değerli anıları aile ocağında geçen çocukluğunun anıları oluyor.Ailede bir parçacık sevgi ve dirlik varsa bu böyledir.Hatta insanın ruhunda iyi, değerli şeyleri bulup çıkarabilecek gücü varsa düzensiz bir aileden de değerli anılar edinile bilir.
Kimi zaman insanda “hayvanca” bir zalimlik olduğundan dem vururlur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.Bir kaplan yalnızca parçalayıp kemirir. İnsanları kulaklarından duvarlara çivileyip gece boyunca öylece bekletmek, bunu yapa bilecek olsa bile aklının ucundan geçmez.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.