Aysun İltifatlı

Aysun İltifatlı
@_Aysun__
13 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Evet, dediğin gibi mantıktan önce, mutlaka mantıktan önce hayatı sevmeli, anlam ancak o zaman anlaşılır hale gelir.
Reklam
“Böyle bir seçim yapıyorum ama bu gerçekten kendi seçimim mi? Ben burada tam anlamıyla kendim miyim? Bu seçimle ilgili aynada kendi yüzüme gönül rahatlığıyla bakabilecek miyim?”
Kimse bilmiyor ama sen kendin biliyorsun. Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın. Öyle olmalısın! Aksi hâlde yaşadığın hayat senin hayatın olmazmış gibi bir hayat sürersin. Bu yüzden “benim hayatım” diyebilmen, “Yaşadım!” diyebilmen için her zaman, bu durumda olduğu gibi kimsenin bilmediği bir koşulda dahi, sen kendin için doğru olanı, adil olanı yapmalısın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü insan kendi özünü ne kadar erken fark ederse, kendisiyle ne kadar erken ilişki kurarsa o kadar yaşıyor demektir.
Bir insanın gelişmişliğini ve olgunluğunu şimdi ve burada, etki alanı içerisindeki eylemleri yapma hususunda ne kadar bilinçli ve istikrarlı bir şekilde sorumluluk duyduğunu gösterir.
Reklam
Demek ki önce bir birey olduğunun bilincine varacaksın, sonra ekibin üyesi olduğunu görüp sorumluluk alacaksın ve kendin de dâhil herkesin hayrına sorun çözmek için kolları sıvayacaksın. Bu adımlardan geçemiyorsan çözüm değil, sorun kaynağı olursun.
Yaşamın temel birimi bireydir. Bir toplumun uygarlık seviyesini anlamak için bakacağın yer vatandaşının duygu, düşünce ve davranışıdır.
“İnsan doğduk, olabileceğimiz en iyi insan olmayı istemek ve bu yolda emek vermek gerek,”
“Yine de insan varoluşunun temel özelliklerinden birisi, bu koşulların üstüne çıkabilme bunların ötesinde gelişebilme yetisidir. İnsan, olası olduğunda, dünyayı ve gerektiği takdirde de kendini daha iyiye doğru değiştirebilme yetisine sahiptir”
“Olasılıklar yerine, sadece yapılan işin, yaşanılan sevginin değil, yiğitçe göğüslenen acılar dahil olmak üzere, geçmişimin gerçeklikleri de var. Bu acılar kıskançlık uyandırmasa bile, hayatımda en çok gurur duyduğum şeylerdir.”
Reklam
“Logoterapiye göre bu yaşam anlamını üç farklı yoldan keşfedebiliriz: 1. Bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak; 2. Bir şey yaşayarak ya da bir insanla etkileşerek; 3. Kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirerek. ”
“Bütün bunlardan, bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu -soylu insan “ırkı” ve soysuz insan “ırkı"-öğrenebiliriz. Her ikisi de her yerde bulunur, toplumun her kesimine sızar. Hiçbir grup sadece soylu ya da sadece soysuz insanlardan oluşmaz Bu anlamda hiçbir grup “an ırk” değildir ve bu nedenledir ki bazen kamp gardiyanlan arasında da soylu birisine rastlanabiliyordu.”
“Bizim için bitirilecek bolca acı vardı. Bu nedenle, zayıflık anlarını ve gizli gözyaşlarını minimum düzeyde tutmaya çalışarak, acının tamamını göğüslememiz gerekiyordu. Ama gözyaşlanndan utanmamız gerekmiyordu, çünkü gözyaşları, bir insanın, cesaretlerin en büyüğüne, acı çekme cesaretine sahip olduğuna tanıklık ediyordu. Ancak çok az kişi bunu kavrıyordu, ödemden nasıl kurtulduğuna ilişkin soruma, “Göz yaşlarımla dışan akıttım,” diye itirafta bulanarak yanıt veren bir yoldaşım gibi, bazıları, ağladıklarını utana sıkıla itiraf ediyordu.
“Tıpkı yaşamdaki işlerin son derece gerçek ve somut oluşu gibi, “yaşam” da bulanık bir şey değil, son derece gerçek, son derece somut bir şey anlamına gelir. Bunlar, her bireyde farklı ve eşsiz olan kaderi oluşturur. Hiçbir insan ve hiçbir kader, bir başka insanla ya da kaderle kıyaslanamaz. Hiçbir durum kendini tekrarlamaz ve her bir durum farklı bir tepki gerektirir. Bazen insanın kendini içinde bulduğu bir durum, eylem yoluyla kendi kaderim şekillendirmesini gerektirebilir. Diğer zamanlarda kişinin, düşüncelerini yoğunlaştırma fırsatlarından yararlanıp bu yolla değerlerim gerçekleştirmesi daha avantajlıdır. Bazen insanın sadece kaderini kabul etmesi, kendi talihsizliğine katlanması gerekebilir. Her durum, kendi eşsizliğiyle ayırdedilir ve eldeki durumun getirdiği soruna her zaman için sadece tek bir doğru yanıt vardır.”
“Gerçekten ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişmeydi. Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığım, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu. Yaşamın anlamı hakkında sorular sormayı bırakmanın, bunun yerine kendimizi yaşam tarafından her gün, her saat sorgulanan bililen olarak düşünmemiz gerekirdi. Yanıtımızın konuşma ya da meditasyondan değil, doğru eylemden ve doğru yaşam biçiminden oluşması gerekiyordu. Nihai anlamda yaşam, sorunlara doğru çözümler bulmak ve her birey için, kesintisiz olarak koyduğu görevleri yerine getirme sorumluluğunu üstlenmek anlamına gelir. Bu görevler ve bu nedenle, yaşamın anlamı, insandan insana ve an be an değişir. Bu nedenle yaşamın anlamını genel terimlerle tanımlamak olanaksızdır.”
90 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.