Bende hayatımın anılarının,hatırlanan bir yaşantının ki gibi birbirini izlemesini ve düzenli olmalarını istemiştim.Zamanı kuyruğundan yakalamak gibi bir sey...Ama biz,yarının henüz orada olmadığını hep unutuyoruz...
Anladım ki son haftalarda değişen bir şey vardı,ama neydi?Hiç bir şeye dayanmayan soyut bir değişmeydi bu.Yoksa değişen ben miydim?Eğer ben değilsem,o halde bu oda mı,bu şehir mi,bu tabiat mı,hangisi...?
Bazen içindeki boşluğu kocaman bir insan dolduramazken,küçücük bir beden o kocaman boşluğu doldurur.Hem yanında sevgisiyle,sevinciyle ve umuduyla birlikte gelir.
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır bazıları da anlatılmaz. Bazen anlatmak istersin ama dinleyecek kimseyi bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama edecek kimse yoktur. İşte bu kitap bunun için, dertleşmek için yazıldı. Yalnız olmadığını bil diye yazıldı. Muhabbet için, muhabbetle yazıldı...
Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde bu kitabı okurken şunu hissedeceksiniz;
“Hâlâ dertleşebilecek birileri varmış bir yerlerde.”
Muhabbet bir ihtiyaçtır ve bazen insan muhabbet etmeye kimseleri bulamaz etrafında.
Ama burada yeni bir öykü başlıyor.Bir insanın yavaş yavaş yenilenmesinin,yeni bir hayat bulmasının,bir Dünya'dan başka bir Dünya'ya geçmesinin,hiç bilmediği yepyeni bir gerçekle tanışmasının öyküsü...Ve bu öykü yeni bir kitabın konusu olabilir.Bizim şimdiki öykümüzse burada bitiyor.