Victor Hugo' nun "bir idam mahkûmunun son günü" adlı kitabını okuyordum. Öldürüleceğini bekleyen bir adamın hikâyesi anlatılıyor. Bence bu roman sadece idamın ne kadar acı bir şey olduğunu gözler önüne sermekle yetinmeyip aynı zamanda bir insana en kötü günlerinden birini yaşatacak olan insanlar için de yazılmıştır. Empati kurmanın ne olduğu çoğu insan tarafından ne yazık ki bilinmiyor veya kimse kimsenin nasıl bir yaşamı olduğunu, nasıl bir insan olduğunu hiçbir şeyini bilmeden yargılayabiliyor. Bu yargılama sonucu çoğu insan kendini bir idam mahkûmu gibi hissedebiliyor. Her gün , her dakika hatta her saniye acı veriyor. Her nefes alışında bile ne kadar nefessiz kaldığını hatırlatıyor...