Şu Gülhane Hattı denilen ferman var ya!.. Şu mürekkep yalamışların “tanzimat” dediği davranış…Gavura yakınlaşma, gavur taklidinden medet umma davranışı?..
Onları bekleyen akıbeti kendi elleriyle hazırlıyorlar. Böyle şımarıklık, küstahlık, barbarlık görülmedi. Allah teala bunu yapan toplumu ihmal etmez. İmhal eder.
İmam Gazzâlî, evrende saf kötülük diye bir şey olmadığı ve insan açısından şer olarak nitelendirilen şeylerin içinde başlangıçta göremediği bir hayrın gizlenmiş bulunduğunu belirtir
Tegâbün suresi 14. ayette, aile içindeki düşmanca davranışlara afla yaklaşılması tavsiye edilirken yine Gafûr ve Rahim isimleri zikredilerek bizim de Allah’ın (cellecelaluhu) af ve merhametine ihtiyacımız olduğu, onu hak etmek için öncelikle bizim onun kullarına öyle davranmamız gerektiği hatırlatılır.
“Fıtri olan; çocukların, anne ve babalarından gördüğü merhamettir. Zor olan ise kızdığına ettiğin merhamettir. En zor günde Allah’ın rahmetini istiyorsan bunu başar.”
-İhsan Şenocak
Anlamaya çalışıyorum; “Nasıl olur da bana onu vermez?, Nasıl olur da şu duamı cevapsız bırakır?” diyerek Allah’ın bize vermediği şeyleri düşünmektense, sürekli benim için ve sizin için ihsanda bulunduğunun farkına varabilsek…
Bir adım geri atalım ve düşünelim; her gün kalktığımızda, ciğerlerimizi gece boyunca çalışması için solunum cihazına bağlamak zorunda kalmamış buluyoruz. Her gece uyumaya gittiğimizde, kalplerimiz halen atmaya devam ediyor. Her gün yataktan kalkıp gözlerimizi açtığımızda hala görebiliyor, duyabiliyor oluyoruz. Ve onların otopilot özellikleri de yok. Pilleri hiç bitmiyor. Bize bir nefes daha, bir kalk atışı daha ve uzuvlarımızı hareket ettirebildiğimiz bir gün daha lutfeden Allah’tır. (cellecelaluhu)
Fakat biz O’na yalnızca bir şeye ihtiyaç duyduğumuz, bir şeyin eksikliğini hissettiğimiz zaman yöneliyoruz. Allah ise biz talep etmezken dahil sürekli ikramlarda bulunmaya devam ediyor.
Nefes alabilmemiz için dua etmemiz gerekmiyor. Hayal edebiliyor musunuz tersi olsa nasıl olurdu ? İşitebilmek, görebilmek ve konuşabilmek için Allah’a dua etmek zorunda değiliz. Bir hayal etsenize… Her konuşmam gerektiğinde Allah’a dua ediyorum O da dilime konuşma yeteneğini lütfediyor ve ben de bir şey söyleyebiliyorum.
SubhanAllah! Allah’ın bize ihsan ettiği ve bizim kesinlikle ihtiyacımız olan, onlarsız yaşayamayacağımız o kadar çok şey var ki.
Ve Allah cellecelaluhu hiç durmadan veriyor, veriyor, veriyor.
Abdullah b. Mesud (r.a) şöyle demiştir: "Sizlerden sabaha çıkan her biriniz birer misafirdir. Malları ise bakması için ona verilmiş emanetdir. Misafir yoluna devam eder, emanetler ise sahibine iade edilir."